- 20 Aðustos 2025 - BEYAZ TOROS’UN GÖLGESİNDE MESAJLAR
- 17 Aðustos 2025 - ALLAH’IN SÖZLERİNDEN NEDEN RAHATSIZ OLUYORSUNUZ?
- 01 Aðustos 2025 - BU MİLLETİN DEĞERLERİNDEN RAHATSIZ OLMAYIN!
- 18 Haziran 2025 - BAŞLIKSIZ BİR DEVRİMİN ŞEHİDİ: MUHAMMED MURSİ
- 17 Nisan 2025 - MİLLİ EĞİTİM’DE DEĞİŞİM LAİKCİLERİ KORKUTUYOR MU ?
- 23 Mart 2025 - EKREM İMAMOĞLU VE TÜRBE ZİYARETİ
- 12 Mart 2025 - BAĞIMLILIKTAN KURTULUŞUN ANAHTARI: MANEVİYAT VE TOPLUMSAL MÜCADELE

MUSTAFA SARI
-YENİ- 12 EYLÜL’ÜN 45. YILI: UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ
12 EYLÜL’ÜN 45. YILI: UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ
Türkiye demokrasi tarihinin en kara lekelerinden biri olan 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden tam 45 yıl geçti. Aradan neredeyse yarım asır geçmesine rağmen o gün yaşanan acılar hâlâ hafızalardaki yerini koruyor. Çünkü bu darbe yalnızca siyasete değil, milletimizin ruhuna, vicdanına ve iradesine vurulmuş ağır bir darbeydi.
Yüz binlerce insanın gözaltına alındığı, on binlercesinin tutuklandığı, işkencelerin sıradanlaştığı, “asmayalım da besleyelim mi?” sözleriyle gençlerin darağaçlarına gönderildiği bir dönemden bahsediyoruz. O günlerde Türkiye adeta toplumsal bir akıl tutulması yaşadı. Analar ağladı, ocaklar söndü, nice hayat yarım kaldı.
En büyük darbe ise millet iradesine vuruldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi kapatıldı, yasama yetkisi Millî Güvenlik Konseyi’ne devredildi. Yani milletin iradesi, milletin seçtiği vekiller değil; tankların gölgesinde emir veren generallerin dudaklarından çıkan sözlere mahkûm edildi.
Kenan Evren ve cuntacı arkadaşlarının “şartların olgunlaşmasını bekledik” diyerek meşrulaştırmaya çalıştığı o darbe, aslında milletin iradesine duyulan tahammülsüzlüğün en açık göstergesiydi. Darbe sonrası hazırlanan ve yüzde 92 “evet” oyuyla kabul ettirilen 1982 Anayasası ise bu vesayet anlayışının en kurumsal mirası oldu.
Bugün, 12 Eylül’ün üzerinden geçen 45 yılda geriye dönüp baktığımızda bir gerçek apaçık ortada: Her darbe, milleti geriye götürdü. Her darbe, Türkiye’nin demokrasisine, ekonomisine ve toplumsal barışına ağır zarar verdi. Darbeler, milletin umudunu çaldı, geleceğini kararttı.
Ama milletimiz, 15 Temmuz’da olduğu gibi, artık iradesine pranga vurulmasına izin vermeyeceğini dünyaya ilan etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi; bu ülke bir daha asla 12 Eylül, 27 Mayıs, 28 Şubat veya 15 Temmuz benzeri karanlık geceler yaşamamalıdır. Bunun için de demokrasimizi korumak, milli iradeye sahip çıkmak, darbelere zemin hazırlayan tüm anlayışlarla mücadele etmek hepimizin görevidir.
12 Eylül’ün yıldönümünde bir kez daha haykırıyoruz:
Biz darbeleri unutmadık, unutmayacağız.
Unutturmaya çalışanlara inat, her yıl yeniden hatırlayacağız. Çünkü unuttuğumuz an, tekrarına kapı aralamış oluruz.
Millet iradesine sahip çıkmak, sadece siyasetçilerin değil; bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen her bir vatandaşın boynunun borcudur.
Mustafa Sarı
Henüz Yorum yok