- 24 Aralýk 2025 - PLANLAMA AYLARI ÜÇ AYLAR
- 06 Aralýk 2025 - -YENÝ- PAPA NE GETÝRDÝ
- 27 Kasým 2025 - UMRE AKADEMÝ
- 18 Kasým 2025 - FARKINDA OLMAK
- 27 Eylül 2025 - TRUMP NETANYAHU ÝKÝZÝ
- 15 Eylül 2025 - O HALDE NAMAZI BIRAK
- 09 Eylül 2025 - FÝLDÝÞÝ KULELERÝNDE AÝLE ÝNÞASI
- 18 Aðustos 2025 - CUMA HUTBELERÝ MANÝFESTOSU
- 11 Aðustos 2025 - HAKÝKATÝ ARAMAK VE DUYURMAK
- 25 Temmuz 2025 - MAKYAJ ALDATMAKTIR
- 03 Temmuz 2025 - DÝNDARLAR VE DÜÐÜNLER
- 02 Temmuz 2025 - ÝMAM HATÝP LÝSELERÝ VE MEZUNÝYET TÖRENLERÝ
- 23 Haziran 2025 - VÝZYON VE NÝTELÝK
- 15 Haziran 2025 - ÝRAN VE ÖZGÜR OLABÝLMEK
- 14 Mayýs 2025 - TURNUSOL KÂÐIDI VE YAHUDA’NIN ÖPÜCÜÐÜ
- 01 Mayýs 2025 - TÝMSAH GÖZYAÞI VE 1 MAYIS
- 31 Mart 2025 - RÜMEYSA VE VÝCDAN AYAKLANMASI
- 17 Mart 2025 - ZEKAT VERME SORUNU
- 15 Mart 2025 - BEYAZ CEKET
- 08 Mart 2025 - 8 MART KADIN ÞÝDDETÝ
- 26 Þubat 2025 - ORUCUN KEFARETÝ VAR MI?
- 22 Þubat 2025 - BUHTUNNASR VE FÝLÝSTÝN YAHUDÝLERÝ
- 04 Þubat 2025 - UMRE OKULU
- 07 Ocak 2025 - FERDÝ TAYFUR VE ÝSLAMÝ CENAZE MERASÝMÝ
- 31 Aralýk 2024 - MODERNÝZM DÝNÝ ASTROLOJÝ
- 09 Aralýk 2024 - YILBAÞI ALKOL BAÞI
- 06 Aralýk 2024 - ÝSLAM DEOLOJÝ DEÐÝLDÝR
- 04 Kasým 2024 - SORUNLU DEÐÝL SORUMLU BÝR HAC
- 21 Ekim 2024 - ZAHÝD ÞEHÝT YAHYA SÝNVAR
- 15 Ekim 2024 - DÝYANET CAMÝ VE CEMAAT
- 09 Ekim 2024 - 7 EKÝM FITRATIN DÝRENÝÞÝ
- 16 Eylül 2024 - BÝR MEVLÝD KANDÝLÝ DAHA GERÝDE KALIRKEN
- 02 Aðustos 2024 - ÝSMAÝL HANÝYE HAFTASI
- 31 Temmuz 2024 - SÝYONÝST YAHUDÝ TERÖRÝSTLER
- 15 Temmuz 2024 - KATÝLLER ÜLKESÝ AMERÝKA
- 05 Temmuz 2024 - MÜLTECÝ GÖÇMEN PEYGAMBER
- 23 Mayýs 2024 - RAHMANIN MÝSAFÝRÝ OLMAK
- 06 Mayýs 2024 - KÜRESEL VÝCDAN AYAKLANMASI
- 16 Nisan 2024 - ÝSLAMCILAR VE EKSEN KAYMASI
- 06 Mart 2024 - RÖNESANS II GAZZE
- 24 Aralýk 2023 - ELEÞTÝRÝSEL BAKIÞ FÝLÝSTÝN
- 15 Aralýk 2022 - Kudüs’ü Bünyamin’ce Sevmek
- 10 Aðustos 2022 - Bilinç Ýntifadasý
- 15 Nisan 2022 - ÝSRAÝL YENÝ BÝR KATLÝAMA MI HAZIRLANIYOR
FURKAN YILMAZ ALTINÖZ
-YENÝ- YILBAÞI TEPKÝ ÇIKMAZI
YILBAÞI TEPKÝ ÇIKMAZI
F. Yýlmaz ALTUNÖZ
“Yýlbaþý tatil olmaktan çýkarýlsýn Kadir Gecesi tatil olsun” diye önceki yýllarda makaleler kaleme almýþtým. Haklý olarak bizim mahalle ve bizim kuþak Ýslamcýlar inançlarý ve özgürlük anlayýþlarý gereði yýlbaþý anlayýþýna karþý çýktýlar. Kabul etmediler. Çünkü yýlbaþý yani felsefesi, yýlda bir gün de olsa emperyalizmin taþýyýcý rolünü üstlenmektedir. Sayýlamayacak kadar suça ve günaha kaynaklýk etmektedir. Ayrýca o geceye / güne yönelik yapýlan baþta güvenlik, saðlýk ve belediye harcamalarý baþta olmak üzere diðer kurumlarýn yaptýklarý harcamalar ciddi rakamlara ulaþmaktadýr. Ekonomiye veya halkýn cebine girmesi gereken paralar güç odaklarýnýn cebine akmaktadýr.
Makalemin maksadý size bunlarý anlatmak deðil. Yazýmýn amacý Ýslamcýlarýn yýlbaþý ve felsefesine karþý yaptýklarý/yapabildikleri. 1930’lu yýllardan bu tarafa geniþ halk kitleleri ve Ýslamcýlar yýlbaþý “Gâvur âdeti” diyerek haklý olarak hep karþý çýktýlar. O günden bu güne Ýslamcýlarýn bir kýsým okuryazarlarý, gazeteleri, televizyonlarý, yazarçizerleri her yýlbaþý geliþinde “Müslüman yýlbaþý kutlamaz” dediler ve protesto ettiler. Etkili olmasa da cami hutbelerinde bunlar dile getirildi.
Ancak gelinen noktada yýlbaþýna muhalefet eden Ýslamcýlarýn/dindarlarýn sayýsýnda ciddi bir düþüþ gözlenmekle birlikte çocuklarý ve torunlarý da yýlbaþý kutlayanlarýn arasýnda yerlerini almaktadýrlar. Birkaç vakýf dernek, tarikat cemaat yasak savma kabilinden gibi, belki de kendi baðlýlarýný konsülde etmek adýna cýlýz reddiyeler ve açýklamalar yapmaktadýrlar. Radikal çözüm ve önerileri olmayan bu çaðrýlarý, baðlýlarýnýn ne kadar ciddiye aldýklarý meraka deðer doðrusu.
Veriler gösteriyor ki yýlbaþý geniþ halk kitleleri tarafýndan kanýksanmýþtýr. Ne cami hutbeleri ne de diðer söylevler etkili olmamaktadýr. Ne günah boyutu ne suç boyutu ne de felsefesi insanlarýn gündeminde deðil artýk. Ama neden? Halka raðmen, yüzlerce tarikata raðmen, yüzlerce dernek ve vâkýfa raðmen, cemaatlere raðmen, imam hatip ve ilahiyatlara raðmen, hatta 23 yýllýk Ak Parti iktidarýna raðmen: Yýlbaþý tüm canlýlýðýyla varlýðýný koruyor ve artarak geniþ kitlelerce kutlanmaya devam ediyor.
Öyleyse bir sorun var. Öncelikle ciddi ve yapýsal bir muhalefet olmadýðý söylenebilir. Sözden öte gitmeyen organize olmamýþ tepkilerle yetinmek. Söz ve güç sahibi ol(a)mamýþ insanlarýn tepkileri. En önemlisi yöneten ve yönetilenler arasýnda ki çatýþma. 23 yýldýr ülkeyi yöneten merkezi hükümet ve yerel yöneticiler, bürokratlar, bireysel ve kurumsal anlamda yýlbaþýný kutlamalarý, tebrikleri ve halkýn kutlamasý için kolaylaþtýrmalarý en büyük çýkmazý beraberinde getirmektedir. Ýslamcýlar ve de dindarlar kendileri yýlbaþý ve felsefesine karþý olduklarýný söylerken yöneticileri ve güç sahiplerinin yaþamý yýlbaþýndan yana gibi olduðu söylenebilir. Yýlbaþý resmi tatil. Yasalar yýlbaþý felsefesinden yana. En önemlisi yýlbaþý felsefesi ve yaþam tarzý 50 yýl önce yýlda 1 gündü. Þimdilerde ülkenin yaþam tarzý haline geldi.
Üç aylar ve kandil geceleri yaslarla korunmazken ve billboardlar da yer almazken yýlbaþý kutlama mesajlarýnýn billboardlarý süslemesi de bir baþka mesaj.
Noel babayý Mevlana’ya dövdürmek çok komik ve yýlbaþý tepki çýkmazý…



Henüz Yorum yok