MEHMET TOPUZ

MASUMÝYET KARÝNESÝ MÝ BU?

MASUMÝYET KARÝNESÝ MÝ BU?

Ýnsanlarda bir garip… Garip olmasý gayet doðal bir dünya hali sonuçta kimse üzerindeki þaþkýnlýðý atmýþ deðil, uykunun en aðýr kýsmýnda yaþamakta elbette zor. Garip ifadesini kullanýrken aslýnda bundan bahsetmiyorum. Bahsettiðim yer ise garibin garipliðinin garipliðine olan talipliði hususundan söz edelim istiyorum. Þimdi yazar burada ne demek istemiþ kadar deruni olmayan bir ifadenin en sade ya da yalýnkat ifadelerini þöyle ince ince açýp kat kat iþlemeye kalktýðýmýzda ortaya elbette bir ürün çýkacaktýr.

Garipliðin en temel katta gerçek deðerine dair bir þey söylemem mümkün deðil elbette. Kiþinin kendisini bilmesi ve kendisini bilmesinden kaynaklý doðaya ve tabiata dair oluþturduðu yorum kabiliyeti garipliðinin en aþikâr yüzü olarak karþýmýzda durmakta. Düþüncenin sokak anlayýþý ile ya da kulaktan duyma bilginin þehir efsanesi niteliði taþýdýðý günlerden geçmekteyiz. Garip olan galiba bu minvalde insan da deðil. Þöyle paragrafýn tamamýný bir köþeye not alsan, ilim öðrenmek bilgi ve beceriyi geliþtirmek, zekâyý bilemek galiba garipliði yaþýyor. Beþeriyette bunun garibanlýðý içinde diyebilir miyiz? Aksini ispat eden çýkmadý.

Bilemek ifadesine dair, yýllar öce Turgut Uyar’ýn bir þiiri geldi aklýma. Þair;

 

Ey bilene bilene tükenen býçak…

Bir þeyler yap,

Eskimeden gökyüzünün kutlu maviliði…

Diyordu.

Hafýzamda kalan kýsmýný paylaþtým burada… Burada þair ne demek istemiþ kýsmýný bir irdelemeye tabi tutmayacaðým elbette. Fakat garip olmak ile garipsenecek bir boþluðun, ilmi garipliðin aklýn yaþ ile baðýntýsýnýn sýfýr korelasyon barýndýrdýðý gerçeðini de görmek içler acýsý bir duruma þahitlik etmekten baþka bir þey deðil. Garipliðin barýndýrdýðý kýsým itibariyle, insaný baðlayan bir kavram dizgesi üzerinden cümleye þöyle devam edebiliriz.

Þöyle; insaný sözünden kelamýndan, üslubundan anlarsýnýz. Doðaya dair sözü olmayanlar, kendine dair sözü olmayanlar nezdinde baktýðýnda garipliðine bir gariplik daha eklemiþ olmasýna þaþýrýrsýnýz belki… Þu ifadenin arkasýna sýðýnmakta yeterli deðil diye düþünüyorum; beþer iþte… Belki bir masumiyet karinesi taþýsa da bu söz; günümüz edebiyatýnda kendini yetiþtirememekten baþka bir þey de deðil elbette.

Cümlenin son kýsmýnda þairin sözüne birkaç yorum belki ekleyebilirim. Tabi bunu konuþmadan önce; zekâyý bilemek bir tükenme durumu da deðildir elbet. Bilememek belki bu anlamda tükenme durumu olsa gerek. Bilenmek kelimesinden garipliðin garipliði hususunda anlaþýlanýn düþmanca bir bilenme anlamý taþýdýðýna dair bir yorumun çýkmasý gayet doðal. Çünkü insan insanýn kurdudur; düþüncesine bir eþdeðerde bir mantýk irrasyonalizme doðru ilerler. Belki bu da içten içe gerçek bir tükenme durumu olsa gerek. Ve bu tükenme sendromuna zihinsel bir geviþ getirmek boþluðun ta kendisi olsa gerek.

Ýnsanýn kendiyle olan mücadelesinde ve bu mücadelenin dýþa vurum halinin zihinsel yetersizlik alanýna zuhur etmesi ve burada bir isabet alanýný bulmasýndan kaynaklý olsa gerek bazý þeyler. Ne mi demek istiyorum. Þöyle insanýn kendi ile olan sorunlarýnýn kaynaðýnýn yeryüzünde insana ve çevreye olan yaklaþýmý üzerinden bir anekdot oluþturmanýn varlýðý, varlýk alanýndan sýyrýlmýþ gibi gözükmektedir. Beþeriyet bu anlamda insandan daha da garip.

Saðlýcakla kalýn…

Henüz Yorum yok

Ýlk yorumu siz yazýn.

Yorum Býrakýn

E-Mail adresiniz yayýnlanmaz.







Yazarýn Diðer Makaleleri