MEHMET TOPUZ

-YENÝ- DÜÞMAN KAZANMA SANATI…

DÜÞMAN KAZANMA SANATI…

Bu bir sanat mý? Bilinçli ya da bilinçsiz gerçekleþtirilen bir sanat niteliði kazanmasý yönü itibariyle ve öznenin bu aþama da konunun ana temasý olmasýndan kaynaklý, cevap olarak “evet” diyebilirim.

Buradaki düþmanlýk ya da düþman olma vasfýna sahip niteliklerin karþýlýklý bir anlam ifade etmesinin yaný sýra, karþýlýksýz anlamlandýrmaya dahi gerek olmayan bir anlayýþla düþman kazanma sanatýný icra etmiþ olabilirsiniz. Tabi burada giriþ kýsmýnda ifade ettiðim gibi bunun bir bilinç taþýmasý ve kendisini bu anlamda ortaya koymasý kýymet yönü itibariyle deðerlidir. Þayet ömür boyu bir düþman sahibi olmamýþ iseniz; sizde problem var demektir. Çünkü sýradanlaþmýþ öznenin ve sýradan düþüncenin düþmana ihtiyacý yoktur. Çünkü baþarýsýzlýðýn düþmana ihtiyacý yoktur. Bu çünküleri bu minvalde çoðaltabiliriz.

Düþmanýn dahi bilinçli olanýna yönelik elbet bir takým dualar edilebilir. Bilinçsiz düþmanlýðýn ana psikolojik gövdesine dair içinde hoþ olmayan hasletlere sahip olduðunu belirtmek bir hatýrlatma niteliði taþýyabilir burada. Hasetlik, kýskançlýk, ya da kendisinin ömürlük edinemediði bir takým geliþimleri bir baþkasýnda görmeye olan tahammülsüzlük hali denilebilir buna. Bunu bir insan fýtratý olarak karþýlamak, hoþ görmek gayet normal… Fakat normal olmayan yönüne bakýldýðýnda bir takým önlemlerin sosyolojik yönü itibariyle alýnmasý gerekir. Çünkü özneden baþlayan bu yayýlým sonuçta, öznenin kendisine ve çevresine ciddi anlamda zarar vereceði de aþikârdýr. Eðitim þart!

Gündelik, deðeri olmayan bir hayat serüveni içerisinde, insanlýðýn ilerlemesi ve geliþimine herhangi bir katkýnýn olmadýðý bir ortamda; durun kalabalýklar; ifadesiyle baþlayan bir süreç; beraberinde bilinçli olmayan düþmanlýklarý gün yüzüne çýkarabilir. Ve öncesinde dediðim gibi hala düþman sahibi olamamýþsanýz ve düþman sahibi olmaktan hala korkuyorsanýz; ilerlemenin olmamasý da gayet normaldir. Ve bu normalite çaðlar içerisinde bir deðerlendirmeye tabi tutulduðunda bir kýymet deðeri elbette yoktur. Çünkü ortada yapýlan, istememeye ya da hasetliðe, tahammülsüzlüðe konu olacak bir çabanýn olmadýðý da olaðan bir sonuçtur.

Tabi þunu da bir dipnot olarak ekleyebilirim. Burada anlatýlmak istenen, hadi git düþman sahibi ol anlayýþýnda bir yaklaþým deðildir. Ya da toplumun çeþitli kademelerinde yer edinen bireylerin kavga etmek gibi basit, siyasetten, diplomasiden uzak bir literatürden bahsetmiyorum. Çünkü bu düþman olabilmenin ya da düþmanlýðýn ne demek olduðunu bilmeyen bir anlayýþýn ürünüdür. Düþmanlýk ya da düþman olabilme vasfýna sahip olma gibi bir hasletin karþýlýðýnda dost ifadesinin görünen ve görünmeyen yüzü de önemlidir. Gözükmek ile gözükmemek arasýnda yer edinen bu baðlam 21. yüzyýla ait olmayan bu armoni; beþeriyete dair bir bakiye. Bu bakiye bazen eksi de ve bazen artý da olabilir.

Cümlenin sonuna doðru gelirken; Necip Fazýl Kýsakürek’ten bir alýntýlama yapmam gerekecek gibi durmakta. Çünkü ifadenin anlam deðerini ve bilinç seviyesini bu anlamda artýrmak istememden kaynaklý olsa gerek; çünkü burada bir gereklilik durumundan bahsediyorum.

Ey düþmaným, sen benim ifadem ve hýzýmsýn;
Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazýmsýn!

Velhasýlý kelam; sýradanlýktan uzakta; sýradanlaþmamýþ bireyin düþmanlýðý bile belki kendi içinde bir kalite gösterebilir. Ve bu arada insani vasýflardan ziyade kalitenin düþmanlýktan çok; bilinç seviyesinin yükselmesine baðlý desteklemeye evrildiðini de görebilirsiniz. Þayet bundan uzak bir anlayýþ söz konusu ise; hoþ geldin; iyi ki varsýn; demek keyif verici…

Saðlýcakla kalýn…

Henüz Yorum yok

Ýlk yorumu siz yazýn.

Yorum Býrakýn

E-Mail adresiniz yayýnlanmaz.







Yazarýn Diðer Makaleleri