- 05 Eylül 2025 - DEĞERLER EĞİTİMİ ÜZERİNE
- 29 Aðustos 2025 - TEVHİD-İ TEDRİSAT
- 21 Aðustos 2025 - NİTELİKLİ MÜSLÜMAN YETİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ
- 17 Aðustos 2025 - -YENİ- ÂLİMLER İÇİN GÖREV TANIMI VE EĞİTİM-ÖĞRETİM
- 07 Aðustos 2025 - MÜNAFIK ZİHNİYETİN HAYATA BAKIŞI
- 04 Aðustos 2025 - ADİL SİYASETÇİ OLMAK İÇİN VAHYİN EĞİTİMİNDEN GEÇMEK GEREKİR
- 28 Temmuz 2025 - ZALİMİN ZULMÜ VARSA MAZLUMUN ALLAH'I VAR
- 22 Temmuz 2025 - KUDÜS'E BİR DE BU FETVADAN BAKALIM
- 21 Temmuz 2025 - İLGİLENENLER İÇİN METODİK BİR HATIRLATMA
- 31 Mayýs 2025 - MÜRŞİD-İ KÂMİL KİMDİR?

MEHMET SÜRMELİ
-YENİ- MESCİD VE İMAM
MESCİD VE İMAM
Mescidler insanlara kıyam yerlerini ve kıyamda kimlerle beraber olacaklarını öğreten kutsal mekânlardır. Allah’ın lütuflarına madden ve manen arınmış insanlar layık oldukları için mescidler, ayetlerle önce zihinsel tezkiyenin, sonra da ruhi temizlenmenin gerçekleştiği yerlerdir. Kur’an-ı Kerimin ifadesiyle mescidler, zikir yerleridirler. Zikir dinlemek için Müslümanlara mescidlere koşma emri verilmiştir.[1] Bu anlamda mescidlerde Kur’an dinlenir. Sadece Allah Teâlâ zikredilir. Allah’ın emrine muhalif bir konuşma yapmak veya tağutları övmek şeytanı zikretmektir. Mescide gelen Müslümanlar, şayet bu ulvi mekânlarada Allah’ın emirlerinin dışında bir şey zikredilirse, o zikri(!) yapan kişiyi protesto etmeleri gerekir. Kişiler insaniyet makamına mescitlerden aldıkları ruhla terakki ettiği gibi, kalabalık olmaktan cemeat olmaya da mescidler sayesinde geçerler. Mescidler ilim irfan merkezi oldukları kadar kardeşlik dokusunun güçlendirildiği ve hayatın çok yönlü sorunlarına çözümler bulunduğu mekânlardır. Nebevi uygulama böyle olmuştur. Allah’a itaat mutlak anlamda mescidlerde tezahür eder. Bu itaat, mescidden sosyal hayata değiştirilmeden taşındığı vakit; camideki şuur hâli hayatın genişlik alanında da devam ettirildiğinde İbrahimî duruş sergileyen bireysel ümmet de yetişmiş olur. Bu ümmetin yetişmesinde Peygamber Efendimize niyabeten namaz kıldıran imamların ayrı bir yeri vardır. Mescidlerin imamları, insanı mescide dönüştüren nitelikli kişilerdir. İmametin niteliklerini kazanabilmek için; tevhid ehli olmak, Kur’an-ı Kerim’i tecvidiyle tilavet edebilecek kıraat ilmine vukufiyet, istikamet üzerine hayat sürmek, batıl düşüncelerden uzak durmak, ahlakı hamide ile donanmak ve sünneti iyi bilmek gerekir. Ayrıca takva ve vera ehli olmak, her türlü haramdan uzak olmak da imametin şartlarındandır.[2] Ahlaki zaafları bakımından tartışılan ve cemaati davranışlarıyla irite eden kimselerin imamet makamına getirilmeleri mekruhtur. Bu incelik Müslümanların siyasal önderleri için de geçerlidir.
Mescid kelimesini ismi alet olarak kabul edersek, insanın secde ettiği uzuvlara bakarak ona da “mescid” diyebiliriz. Bu anlamda her kâmil Müslüman bir mescddir. Daha açık bir ifadeyle imam, insanı secde ettiği uzuvlar üzerinden vahye ittibaya çağırarak ve bunu tahakkuk ettirerek mescid yapar. Beş vakit namazını hakkıyla ikame etmeyen kimselerin “mescid” olma imkânları yoktur. Zira namazını eda etmeyen kimseler kendi üzerlerindeki velayeti şeytana ve kâfirlere arz edenlerdir. Zaten ayetin yasakladığı da bu olumsuz durumdur.
[1] Bak: Cuma 62/9.
[2] El-Ganimi, Abd’ü-l Ganî, el- Lübab fi şerh’i-l Kitab, c. I, s. 81.
MEHMET SÜRMELİ
Henüz Yorum yok