ADNAN KALKAN

KANUNLAR NÜFUSU DÜÞÜRÜYOR, SÖYLEMLER MUZDARÝP

Bugün herkes nüfusun düþtüðünden þikâyet ediyor.
Gazeteler yazýyor, akademisyenler konuþuyor, siyasiler açýklama yapýyor.
Ama filen sorumluluk alan yok.
Çünkü iþ söylemde güzel, ama eylemde felç.
Oysa mesele sadece doðum oraný deðil,
Bu milletin istikbalidir, varoluþudur, bekasýdýr.

Türkiye Nüfusunun 1.48'e Düþmesinin Tehlikesi
TÜÝK verilerine göre Türkiye'nin doðurganlýk hýzý 1.48'e düþtü.
Bu ne demek?
Toplum artýk kendini yenileyemiyor.
Bir milletin ayakta kalabilmesi için en az 2.1 olmalý bu oran.
Altýna düþtüðü an, medeniyet alarm verir.
Bugün Japonya ve Avrupa ülkeleri bu çöküþü yaþýyor.
Yarýn bu tablo Türkiye'nin de kaderi olabilir.
Ama hâlâ dizilerde flört, reklamlarda yalnýzlýk, kanunlarda feminist dayatma var!

Nüfus Düþerse Medeniyet Çöker
Bir milletin gücü tankýyla deðil, aile yapýsý ve nüfus gücüyle ölçülür.
Ýlimde, sanatta, savunmada, ekonomide güçlü olmak için evde çocuk sesi olmalý.
Bebek aðlamasý olmayan bir millet, yarýn tabut sessizliðine mahkûm olur.
Genci olmayan vatan da dava da çökmeye mahkumdur.

Kadýný Evden Çýkarýnca Nüfus Çöker
Kadýna çalýþma dayatmasý, aile düzenini paramparça etti.
Annelik kutsalý yok sayýldý.
Kadýn “ev hanýmý” olmaktan utandýrýldý.
Halbuki kadýn evin temelidir, çocuk eðitiminin merkezidir.
Evde kadýn varsa orada þefkat vardýr, umut vardýr, istikbal vardýr.

Çalýþan Deðil Ev Hanýmýna Destek Verilmeli
Devlet, çalýþan kadýna kreþ, servis, doðum izni, süt parasý veriyor.
Evde çocuk büyüten kadýna ise hiçbir destek yok!
Oysa asýl bebek büyütenasýl anne olan o evdeki kadýndýr.
Yani doðurganlýðý teþvik etmek istiyorsak ev hanýmýna maaþ, destek ve saygýnlýk verilmelidir.
Çalýþan kadýn neden çocuk yapsýn? Ev hanýmý çocuk yapýyor. Desek ev hanýmýna verilmelidir.

Feministler Aileden Uzak Tutulmalý
Feminist ideoloji, kadýný aileye deðil, sokaða çaðýrýyor.
“Kadýn güçlüdür, erkek gereksizdir” sloganlarýyla aileyi deðil, egoyu büyütüyorlar.
Bilinçli anne yetiþtirmek yerine, bencil fert yetiþtiriyorlar.
Toplum mühendisliðini feminist söylemlere teslim edersek, nesil mühendisliði çöker.

Kanunlar Aileyi Desteklemeli, Kadýný Deðil
Mevcut hukuk sistemi “kadýn beyaný, kanýtý esastýr” diyerek aileyi deðil, kadýný merkeze alýyor.
Oysa bu kadýn da bir ailenin parçasý…
Aileyi daðýtan her yasa, toplumu çökertiyor.
Hukuk, kadýnýn deðil, ailenin huzurunu korumalýdýr.

Aileyi Yýkan Diziler Kaldýrýlmalý
Televizyonda her akþam boþanma, aldatma, þiddet dizileri…
Evde çocuk dizi izliyor, sonra annesinden nefret etmeye baþlýyor.
Evliliðe güveni kalmýyor.
Aile Bakanlýðý gerçekten ilk yapacaðý iþ, Aileyi dinamitleyen dizileri durdurmak olmalý.

Aileye Zarar Veren Sosyal Medya Ýçerikleri Denetlenmeli
Sosyal medya “ailesiz hayatý” ideal gibi sunuyor.
Flört, sapkýnlýk, bencillik, gösteriþ…
Reels videolarýnda ahlaksýzlýk viral oluyor.
Devlet denetimi olmadan bu ahlaki çöküþ durdurulamaz.
Aileyi korumak, bu dijital çaðda ekraný korumaktan geçiyor.

Cinsel Sapkýnlýk Terör Suçu Sayýlmalý
LGBT, sapkýnlýk deðilmiþ gibi normalleþtiriliyor.
Dizilere, okullara, üniversitelere sokuluyor.
Oysa bu; toplumun inancýna, ahlakýna ve fýtratýna karþý bir terördür.
Cinsel sapkýnlýk, düþünce özgürlüðü deðil, toplumu hedef alan bir terör eylemidir ve buna göre cezalandýrýlmalýdýr!

Nafaka Makul Hale Getirilmeli
Bir ay evli kalýp, bir ömür nafaka alanlar…
Erkekler evlenmekten korkar hale geldi.
Aile deðil, nafaka ekonomisi doðdu.
Nafaka adaletli, süresi makul olmalý.
Kimse boþanmakla ödüllendirilmemeli.

Evlenecek Gençlere Devlet Ev Kuracak Destek Vermeli
Evlenmek isteyen genç, ev kirasýndan korkuyor.
Çeyiz, düðün, kira… Gençler yuva deðil, yük görüyor.
Evlenemeyen, ev kuramayan nesil kaygýlý, yalnýz, mutsuz…
Devlet, evlenen gençlere sýfýr faizli kredi, kira desteði, ev eþyasý yardýmý sunmalý.
Þuan sunduðu sadra þifa deðil.

Söylem Deðil, Eylem Zamaný!
Aileyi bitiren sistem, sadece “aile kutsaldýr” diyerek kurtarýlamaz.
Bakanlýklar, STK'lar, medya artýk hamaset deðil, hizmet üretmeli.
Bu topraklar evliyalar, alimler, þehitler yetiþtirdi.
Ama hepsi bir annenin dizinin dibinde büyüdü.
Eðer biz o dizleri koruyamazsak, yarýn bu milletin topraðý da tarihi de sahipsiz kalýr.
Bir milletin çöküþü, doðurganlýk oranýnýn düþüþü ve aile deðerlerinin yýkýlmasýyla baþlar.
Ýþte tam da bu durumdayýz…

Adnan Kalkan
Aile Danýþmaný & Sosyolog
adnankalkan01@gmail.com

Henüz Yorum yok

Ýlk yorumu siz yazýn.

Yorum Býrakýn

E-Mail adresiniz yayýnlanmaz.







Yazarýn Diðer Makaleleri