ERBAKAN HOCAMIZI ANLAYAMAMANIN AĞIR BEDELİ!
Bu başlığı atmamın sebebi ne ideolojik tercihimi ifade etmek ne de onu çok sevmemden kaynaklı sevgimin ifadesi. Acizlik, çaresizlik ve mazlumun yanında olamayışımın hüznünü anlatabilmenin derdindeyim. Onun tedrisatından hissemize ne düşmüşse alamamanın, onu hakkıyla anlayamamış olmanın verdiği pişmanlığın itirafı belki de. Yıllar yılı çırpındığıİslam Ortak Ordusu, İslam Birliği, İslam Ortak Para Birimi, D-8, ağır sanayi, milli savunma sanayi ve benzeri gayretlerinin ciddiye alınmayışının bize ve İslam alemine ödettiği bedelleri gördükçe kahrolmamak elde değil.
Gazze’de bir avuç insan yetmiş beş yıldır Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın uğradığı tacizlere, 16 yıldır süren ambargo nedeniyle artık nefes alamaz hale gelmelerine ve her gün tek tek ölmektense bir gün izzetlice şehit olmaya karar verdikleri ve Siyonist İsrail’e karşı harekete geçtikleri gün bölgeye ve o mübarek topraklara ateş düştü. Ezgilerimizde geçtiği gibi sapan taşlarına karşı füzelerle cevap verilmesi gecikmedi. 1948 den beri bilinen bir gerçeği Hamas ve Gazze’liler bilmiyor muydu ki? Bir el tabanca ile ateş edilen Yahudi, gözlerimizin önünde olduğu gibi ölüm kusacak, tüm şehri yakacak ve yıkacaktı. Bizim ahkâm kestiğimiz bu konuda onlar 75 yıldır bedel ödüyorlardı aslında.
Siyonist işgalci acımasızca saldırdı. Sivil, asker, genç, yaşlı, kadın, erkek, çocuk demeden katlediyor. Hastane, okul, cami, kilise hiç ayırmaksızın ölüm kusuyor ve bomba yağdırıyor. İşgalci bunu sadece bugün değil 75 yıldır yapıyor. Değişen tek şey; dayak yemekten ve öldürülmekten bıkan mazlum Gazze’liler adeta intihar komandosu gibi Kudüs ve masumların izzetini korumak için kendilerini ateşe attılar.
İşgalci İsrail, tasmasını elinde tuttuğu tüm dünya ülkelerini kapısına tabiri caizse teker teker it gibi bağlıyor. Amerika’sı, İngiltere’si, Fransa’sı, Almanya’sı ardı ardına Siyonizm’e bağlılıklarını tazeliyorlar. Katilin elini öpüyorlar. Batı yine tüm dünyaya tek kelime üzerinden yaftaladığı Müslümanları terörist ilan ederek yok edilmesi gereken bir kötülük olarak lanse ediyor. Ve kahpe dünya işgalciye tek kelime etmiyor, çoluk/çocuk demeden öldürdükleri insanlar adına neden bu zulmü yaptıklarını sormuyor, engel olmak adına kılını kıpırdatmıyor. Yahudiler ve Hristiyanlar birlikte hareket ederek “biz onların dininden olmadıkça bizden asla razı olmayacaklarını” güç birliği yaparak İlahi Kelâmın ne kadar doğru olduğunu gösteriyorlar. Uçak gemileri, 300 adet uçak, savaş gemileri, özel eğitimli askeri komandolar, yardım için yollanan füzeler, meclislerinden çıkarılan yardım paketleri ve İsrail’e yaptıkları ziyaretlerle, bu coğrafyada bulunan ülkelere bu soykırıma karışmamaları konusunda gözdağı vererek, tehditler savuruyorlar…
Hadi batı kanının hükmünü icra ediyor da(!)… ya İslam dünyası! (varsa şayet)
Kan emici batının liderleri tek tek gelerek Siyonizm’e sahip çıkarken, İslam ülkeleri adına çaresizliğimizi görmekten utanıyorum. Mafya (!) gözümüzün önünde mahallemize çöküyor, malımızı /mülkümüzü talan ediyor, çoluk çocuk dövüyor, sövüyor, infaz ediyor tüm bunları bir film gibi izleyip dağınıklığımızdan ve güçsüzlüğümüzden sen ne yapıyorsun? diyemiyoruz. Etraftaki tüm İslam ülkeleri mazlumlara bir yudum su, bir lokma ekmek ve ilaç yollamak için işgalci İsrail’in iznini bekliyor!!!
Bu zillet değil de nedir? Allah aşkına! Bu utanç değil de nedir? Allah aşkına! Bu kanımıza dokunmayacakta ne dokunacak? Allah aşkına! Bu içimizi sızlatmayacakta ne sızlatacak? Allah aşkına!
Yüz yıl önce Hilafeti elinden alınarak başsız bırakılmış İslam Dünyasının içine düştüğü bu hal, zillet değil de nedir? Allah aşkına!Bölgeyi yüz yıl önce dizayn edenler bu günleri hesap ettiler. Kukla liderlerin eline, kukla olacak devletçikler verdiler. Cetvelle çizdikleri haritalarla paramparça ettikleri bölgeyi, ırkçılık ve ulus devletçilik üzerinden yan yana gelemez, ortak hiçbir değeri ve derdi olmayan toplumlar haline getirdiler. Böldüler, parçaladılar, yuttular. İktidarda kalma pahasına batıya satılmış liderler eliyle despot yönetimlerle halkı ezdiler, sesini çıkaranı ipe götürdüler ve iğdiş ettiler.
Dört bir yanı Müslümanlarla çevrili işgalci İsrail’e ses çıkaran İslam ülkeleri liderlerini ya darbeyle ya suikastla ya da ekonomik ambargolarla iktidardan ettiler. (Saddam, Kaddafi, Mursi, Erbakan Hocam vs) One Minute’den sonra Cumhurbaşkanımız R.T. Erdoğan’a karşı kapatma davası, gezi olayları, Fetö ve terör örgütleri eliyle operasyon çektiler ama bu kez başaramadılar. Yıkamadıkları tek güç Türkiye kaldı.
Sonuç olarak diğer İslam ülkeleri; haksızlığa karşı gık bile diyemeyen, yapılan katliama ve zorbalığa karşı kınamaktan başka elinden bir şey gelmeyen, benim de başıma bir şey gelmesin diye üç maymunu oynayan silik, iktidarsız, zulme boyun eğen liderler çöplüğüne dönüştüler. Halkların yüreği yandı ama dünya zalimlerine boyun eğen liderleri yüzünden çaresizce yapılan zulmü izlemek ve gösterilerle yetinmek durumunda kaldılar.
Erbakan Hocamız… Batıyı yakından tahlil etmiş ve haçlı ruhunun hala dimdik ayakta olduğunu müşahede etmişti. Bize verilen isimle Ortadoğu’daki insanlar olarak gafletimizi ve üzerimizde oynanan emperyalist oyunları, bize reva görülen sömürüyü, onların menfaatlerine uygun hareket edilmez ise batının nasıl bir kan emici olduğunun şifrelerini çözmüştü. O, sırtlanlar arasında vatanını ayakta tutmaya çalışan Abdülhamid Han’ı hakkıyla anlamıştı. Eğer Müslümanlar bir olmazsa, kardeş olmazsa, İslam Birliği kurularak güç dengelerine karşı bir birlik sağlanmazsa, adım adım kolay lokma olacağımızı ferasetiyle görmüştü. Çırpındı, hiç pes etmeden çalıştı, uyarmaya ve uyandırmaya dair son nefesine kadar koşturdu. Dünyadaki bütün İslam ülkelerine haberler yolladı. Anlattı, dertlendi, adeta bu işin üzerine titredi. İnanıyorum ki; “İsrail diplomasi ve laftan değil sadece güçten anlar” diyerek, kınamaların faydasız olduğu bugünleri gördü, uyardı ve vazifesini hakkıyla yaparak ahirete göç etti.
Şimdi bin bir hüzün ve çaresizlikle izlediğimiz şu manzara… çocukların kan revan içinde katledilmeleri, annelerin/babaların soykırıma uğramaları, taş üstünde taş bırakmayan işgalci İsrail’in karşısında Hocamızın siyaseti hakkıyla anlaşılsa ve birlik tesis edilebilseydi zalimler bu kadar cüretkarca Müslüman öldürebilirler miydi? Daha 90’lı yıllarda savaş uçaklarına karşı geliştirilecek füze imha silahlarının detaylarını anlatırken Erbakan Hocamız, keşke bu ülke ona kulak kesilebilseydi de, şimdi tüm bölgeyi titreten savaş gemisi ve uçakları Büyük İsrail’in kurulması için nöbete gelmişken, bizimde karşı koyacak savaş teknolojilerimiz, çatı birliğimiz ve dayanışmamız olsaydı, paramparça halimizle sıranın bize gelme ihtimalini konuşuyor olmasaydık.
Çözüm ne mi? Bu yangının masal ve komplo teorisi olarak gördüğümüz Arz-ı Mev’ud için çıktığını, Gazze’li bir avuç yiğidin bütün Müslümanların izzetini korumak için şehadete koştuğunu, İslam Birliği olmadan teker teker yutulacağımızı, Erbakan Hocamızın büyük oyunu anlatmak için eski konuşmalarıyla mezarından bile hala konuşurken ona kulak vermek ve gereğini yapmak… onu anlayamamanın bedeli ağır oldu ama hala geç değil…!
Ve son umudum Sn. Cumhurbaşkanım; siz Hocamızın talebesi olarak bunu yapacak kişisiniz… Ne olur ahir ömrünüzde yeni Abdülhamid’imiz olarak tarihe geçecek bir şeyler yapın…!
Kalemin ve bilginin sahibi Cenab-ı Hakk’a hamd ile…
MEMLEKET GAZETESİ KÖŞE YAZISIDIR.
Henüz Yorum yok