İşgal Zindanında Tutulan Gazetecinin Şahit Oldukları: İşkence, Cinayet, Tecavüz

Gazze'deki tutuklulara yönelik işlenen sadist suçları ortaya çıkaran gazeteci Muhammed Arab, Sidi Teyman Hapishanesi'nde yaşanan dehşet verici olayları birinci ağızdan aktardı. İşgal güçlerinin işlediği bu suçlar arasında öldürme, tecavüz, işkence, aşağılama ve uyuşturmadan organları kesme gibi çok farklı insanlık dışı uygulamalar yer alıyor.
 
Geçtiğimiz birkaç ay içerisinde serbest bırakılan tutukluların yaşadığı korkunç tecrübeler de bu gerçeği gözler önüne seriyordu. Ancak bu seferki şahitlik, ölüm hücrelerinden doğrudan gelerek, uluslararası toplumun sessizliği karşısında işgal güçlerinin işlediği korkunç suçları gözler önüne seriyor.
 
Avukat Halid Mehacine, Mart ayında geniş çaplı saldırı sırasında Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde tutuklanmadan önce El-Arabi TV'nin muhabiri olarak çalışan ve 100 gündür esaret altında tutulan gazeteci Muhammed Sabr Arab'ı (42 yaşında) ziyaret etme imkanı buldu.
 
Neredeyim?
 
Esir Kulübü'nün ve Esirler Komitesi'nin verdiği bilgilere göre ziyaret, işgalci askerlerin sıkı denetimi ve gözetimi altında gerçekleşti. Esirin avukata ilk sorusu ise "Ben neredeyim?" oldu. Çünkü Muhammed kendisinin Sidi Teyman Hapishanesi'nde tutulduğunu bilmiyordu. 
 
Avukat Mehacine, gazeteci Muhammed Arab'ın bundan önce serbest bırakılmış esirlerin dehşet verici şahitliklerine eklenen şahitliklerini doğrudan olayları yaşayan ve gören kişinin dilinden aktardı. Esirlerin içinde bulundukları insanlık dışı şartlar, maruz kaldıkları korkunç muameleler, içlerinden bazılarının işkence yüzünden şehit olmaları, aşağılayıcı uygulamalar, maruz kaldıkları cinsel tecavüzler hakkında verilen bilgiler gerçekten korkunç nitelikteydi. 
 
Muhammed Arab'ın verdiği bilgilere göre, askeri kamp yönetimi tutukluları 24 saat boyunca bağlı ve gözleri kapalı tutuyor. Arab, elli gündür kıyafetlerini değiştiremediğini; ziyaret öncesinde sadece pantolonunu değiştirmesine izin verildiğini, ancak ceketini elli gündür değiştirmediğini belirtti.
 
Ölümle sonuçlanan işkence
 
Arab'ın ifadesine göre, tutuklular sürekli işkence, aşağılama ve çeşitli şekillerde saldırıya maruz kalıyor. Bu saldırılar arasında cinsel saldırılar ve tecavüzler de bulunuyor. Yapılan işkenceler tutukluların şehit olmasına da neden oluyor. Arab, işkencenin yanı sıra tutukluların birbirleriyle konuşmasının yasak olduğunu, konuşanların şiddetli bir şekilde dövüldüğünü belirtti. Tutuklular kendi kendilerine konuşabiliyor, tesbih çekip dua edebiliyor, ama namaz kılmalarına ve dini ibadetlerini yerine getirmelerine izin verilmiyor.
 
Hasta ve yaralı tutukluların durumuna da değinen Arab, bazı tutukluların uzuvlarının kesildiğini ve bedenlerine giren kurşunların uyuşturma yapılmadan çıkarıldığını belirtti.
 
Tutukluluk şartları
 
Arab, tutukluluk şartları hakkında daha geniş bilgi vererek, tutukluların sürekli elleri bağlı ve gözleri kapalı tutulduklarını, çevrelerinde sürekli polis köpeklerinin olduğunu ve tuvaleti bir dakika içinde dört tutuklunun kullanmasına imkan tanındığını, bu süreyi aşanların cezalandırıldığını belirtti. Tutuklular yerde uyuyor ve ayakkabılarını yastık olarak kullanıyor. Banyo yapma süreleri haftada bir dakika ile sınırlı ve gündüzleri uyumalarına izin verilmiyor. Kendisine ellinci günden sonra saçlarını kestirme izni verildiğini belirtti. Yemek olarak ise bir öğünde sadece birkaç kaşık yoğurt, bir parça salatalık veya domates verildiğini ifade etti.
 
Arab, avukatı aracılığıyla dünya ve uluslararası insan hakları kuruluşlarına seslenerek, maruz kaldıkları muamelelerin Gazze'deki halkının maruz kaldığı soykırımdan farksız olduğunu ve acil müdahale edilmesi gerektiğini belirtti.
 
Esirler Komitesi ve Esir Kulübü, bu ziyaretin tutukluların işgal altındaki hapishanelerde maruz kaldığı korkunç zulümler hakkındaki bilgileri teyit ettiğini ve özellikle Gazzeli esirlerin soykırım savaşının başlangıcından bu yana maruz kaldığı esaret şartlarının ne olduğunu ortaya koyduğunu belirtti. 
 
Bu ziyaret, son dönemde avukatların Gazzeli esirlerle görüşme düzenlemelerinde yapılan değişikliklerden sonra gerçekleşti.
 
Zorla saklama
 
İsrail işgal güçleri, Gazzeli esirlere yönelik olarak zorla saklama politikası uygulayarak, onların akıbetini, sayılarını ve nerede tutulduklarını açıklamayı reddetti. Ancak çeşitli kurumların büyük zorluklarla yürüttüğü çabalar sayesinde, Gazzeli esirlerin durumu hakkında bazı detaylar öğrenilebildi. Bazı esirlerin nerede tutulduğunun bilinmesi, işgalin Gazze'den toplanan esirleri tutmak için gizli hapishaneler kurmuş olabileceği gerçeğini ortadan kaldırmıyor.
 
Esirler Komitesi ve Esir Kulübü, işgal güçlerinin ve onları destekleyen ülkelerin Gazze halkına karşı devam eden soykırım savaşında tutuklananların ve esir alınanların akıbetinden tamamen sorumlu olduğunu belirtti. Komite ve Kulüp, bu günlerde tespit edilen tüm politikaların ve suçların, işgalin yıllar boyunca kullandığı sabit ve sistematik politikalar olduğunu, tek değişikliğin yoğunluklarında olduğunu belirtti.
 
Esirler Komitesi ve Esir Kulübü, işgal altındaki hapishanelerde tutuklulara karşı işlenen ağır suçlar ve ihlaller hakkında tarafsız bir uluslararası soruşturma açılması çağrısını yeniledi. Bu çağrı, uluslararası hukuk sisteminin karanlık durumu ve soykırım savaşının başlangıcından bu yana işlenen suçlara karşı sergilediği dehşet verici acizlik göz önünde bulundurularak yapıldı. Bu suçlar, tüm insanlığa karşı işlenmiş suçlardır.
https://turkish.palinfo.com/news/2024/6/20/gal-zindan-nda-tutulan-gazetecinin-ahitlikleri-kence-cinayet-cinsel-tecav-z

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Diğer Haberler