MEHMET BOZKURT

--YENİ- VAR MI DÜNYA'DA HİKMET, MERHAMET VE ADALET!?

 

VAR MI DÜNYA'DA HİKMET, MERHAMET VE ADALET!?

Hikmet; adaletle hükmetmek, söz ve fiilde isabetli olmak, eşyanın hakikatlerini olduğu gibi bilmek ve onun gereğine göre amel etmek ve cehaletten sakındırmak anlamına gelir.

Bundan başka; Kur’an, Allah’a itaat, dini konularda derin bilgi sahibi olup onunla amel etmek, Allah’ın emirleri ve bu emirlere uyulması hakkında tefekkür etmektir.

Hikmet kelimesi, Kur’an-ı Kerim’de 19 Ayette 20 defa geçmektedir. Bu Ayetlerde geçen "hikmet" kelimeleri, bulundukları Ayetlere göre değişik şekillerde yorumlanmıştır.

"Allah, Peygamberlerden söz almıştı: “Andolsun ki, size kitap ve hikmet verdim..." (Al-i İmran, 3/81)

"(Allah) hikmeti (doğru hüküm verme yeteneğini) dileyene (layık gördüğüne) verir. Kime hikmet (doğru hüküm verme yeteneği) verilirse, elbette ona pek çok iyilik verilmiş demektir. Derin akıl sahiplerinden başkası (gerçeği) hatırlamaz." (Bakara, 2/269)

Hikmet; Yasin, 36/2. Ayetinde de belirtildiği gibi "el-Hakim olan Kur’an hakikatleriyle donanımlı olmak" demektir. hikmet sahibi olmak Allah’ın emir ve yasaklarının yer aldığı vahiy ile buluşarak derin bir muhakeme ve isabet sahibi olabilme erdemidir.

... Ve

Merhamet; kelime olarak sözlük anlamına bakıldığında, "Bir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma" şeklinde tanımlanır.

Merhametli olmak başkasının acısını, ıstırabını hissedebilmektir. Bu duygular eyleme dönüştüğünde merhamet gerçek manasına kavuşur. Dolayısıyla merhamet yaşanan acılara oturup üzülmek ve kahretmek şeklinde anlaşılmamalıdır. Kendimizi ıstırap çekenlerin yerine koyabildiğimizde yardım için el uzatmaya gönüllü oluruz.

Allah, merhamet etmeyene merhamet eder mi?

İslam hukukunun temel yönetim ilkelerinden biri merhamettir! Kur’an'da genellikle adalet kavramı ile birlikte zikredilir. Zira merhametsiz adalet, uygulayıcıların elinde zülüm aracına dönüşür.

Merhamet de aynen adalet gibi, bütün insanlarda doğuştan gelen bir duygudur, yani fıtridir!

Merhamet duygusu zamanla ya gittikçe kökleşir ya da yok olur!

Bu da kişinin ilmi derinliği ve yaşantısı ile ilgilidir. Allah, kendisine yakın olanların kalbindeki merhamet duygusunu kökleştirir. Kalbi iflas edenlerde ise merhamet diye bir şey kalmaz!

Allah'ın yarattıklarına (Müslüman olan veya olmayan bütün canlılara) Merhamet etmeyene, Allah da merhamet etmez!

Merhamet duyguları körelmiş zalimlerin yapmayacağı hiçbir mel’anet yoktur!

Zira, Allah'ın Rahmet sıfatının insandaki tezahürüdür merhamet!

Müslüman, merhametsiz olamaz, merhametsiz de müslüman olamaz!

Tarihimizdeki müslüman geçinenleri ve günümüdeki zalimleri nereye koyacağız!?

Merhamet ilkesine gönülden inanmış bir gayr-ı müslim olan Kanada Başbakanı;

Mısır diktatörü Sisi’den de, Suudi Prensi Selman'dan da, Suriye diktatörü Esed’den de bin kat daha merhametlidir!

Merhamet duygularını yitiren müslüman geçinenlerden herşey beklenir!

Merhametsiz adalet (yargılama) zalimlerin zülüm aracıdır! Kanunlar zalimlerin elinde cezalandırma kırbacına dönüşür!

Öylesi bir yargılamadan; hakkaniyet, eşitlik ve tarafsızlık beklenemez!

"... Allah merhametsizleri sevmez!"

... Ve

Adalet; bir toplumda, değerlerin, ilkelerin, ideallerin ve erdemlerin cisimleşmiş, somutlaşmış, hayata geçirilmiş olması durumu; herkesin hak ettiği ödül ya da cezayla karşılaşması halidir.

Hukuk niçin var?

Adaleti tecelli etmek için! Adalet eğer tecelli etmişse ve birileri ceza almışsa, neden af ediyoruz o zaman!?

Genel aflar Türkiye'yi çok yordu!

Suçluları af etmek!

Vergisini ödemeyenleri af etmek!

Borçluları af etmek!

Sahillere kaçak villa yapanları af etmek!

İhalelere fesat karıştıranları af etmek!

Hangi yetkiyle ve kimin adına!?

... Ve

Alimlerin olmadığı bir alem!?

Toplumun derdiyle dertlenmeyen! Zenginin daha fazla zenginleştiği ve fakirin de daha fazla fakirleştiği bir sistemi sorgulamayan, yolsuzluğa itiraz etmeyen, torpile ses çıkarmayan, liyakatsiz atamalara isyan etmeyen "bir alimin ve din adamının" insanlığa verebileceği hiçbir şey yoktur!

Nitekim!

Verilmedi de!

Dr. Ali Şeriati diyor ki:

"Dindar bir toplumu ancak din adına, din alimleri kandırabilirdi ve öyle de oldu."

Bir toplumda ve devlette Ahlak ve Adalet varsa o devlette Şeriat uygulanıyordur demektir!

Ahlak ve adaletin olmadığı bir toplumda asalet, feraset ve basiret aranmaz!

Ne yazık ki, yaşadığımız dünyada kaybolmuş hikmeti, merhameti ve adaleti arıyoruz!...

... Ve

İbret alınır diye, bir örnekle durumu arz etmem gerekirse, çok eski yıllarda bir insan öldüğünde Kilise'nin Çan'ı bir defa çalınır adamın ölümü herkese duyurulurmuş... Bir asil öldüğünde Çan iki defa ve Kral öldüğünde ise Çan dört defa çalınırmış...

Günün birinde herkesin hak aramak için sığındığı mahkeme, bir vatandaşı haksız yere mahkum etmiş ve Kilise'nin Çan'ı tam beş defa çalmış... Halk merak içinde Papaz'a koşmuş, "Ey Papaz, Kral'dan daha önemli biri mı var ki, o ölünce Çan beş defa çalınsın?" Papaz cevap vermiş: "Evet, Kral'dan daha önemli bir şey var! Adalet öldü!"

Evet, Adalet ölünce insanlık ölmüş demektir!

İşte yaşadığımız dünyada insanlık ölmüş olmalı ki, bir yıldır soykırımcı Siyonist Netenyahu, ABD ve Batı'nın desteğiyle katliam yapıyor! Savaş suçu işliyor! İnsanlık suçu işliyor! Ve aleni soykırım yapıyor!

Ve Hamas'ın yiğit mü'min lideri Yahya Sinwar'ı da şehid ettiler!

Elbette ki, şehidi olmayan bir milletin şerefi olmaz!

Peki bu dava biter mi?

Kendi vatanını savunmak kadar başka bir hak dava olabilir mi?

Bu nedenle bu dava ve bu davanın yiğit mücahidleri daha da güçlenerek yoluna devam edeceklerdir inşaallah!

Ve şehid Yahya Sinwar'ın ölüsü, dirisinden daha fazla Siyonist İsrail'e korku olacaktır!

Tükürmek lazım zalimlerin hayasız yüzüne!

Tükrüğüme acırım vallahi Netenyahu ve destekçilerinin iki yüzlü yüzlerine!

Bir toplumda hikmet, merhamet ve adalet yoksa, o toplum millet ve devlet değildir!

Bu nedenle İsrail'e bir terör devleti diyoruz!

Zulümle abad olunmaz, tarih bunun canlı şahididir!

Yahudiler, 20. Yüzyılda kendilerine yaşatılanı, 21. Yüzyılda Filistinli müslümanlara yaşatıyorlar! Ama onlar mani olsalar da Allah nurunu tamamlayacak ve Mescid-i Aksa'nın tepesinde bağımsız Filistin devleti bayrağı dalgalanacaktır inşaallah...

Mehmet Bozkurt, Eğitimci İlahiyatçı Araştırmacı Yazar

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri