-
Bu yazarın başka makalesi yoktur.
Rüveyda İvgen
Dünyanın Kalbi “Kudüs”
DÜNYANIN KALBİ “KUDÜS”
Gökte yaratılıp yere indirilen şehir.
İçerisinde müjdeler, vahiyler, fetihler barındırdığı gibi işgallere, zulümlere ve acılara da sahne olmuştur.
Ama o şehir ki ilk kıble, ikinci mescit ve üçüncü haremi bağrında taşıyor.
O şehir ki insanlık tarihinin başlangıç sayfaları…
O şehir ki Rasulallah’ın tesellisi…
Nice peygamberin yurdu.
O şehir ki bugün yeniden adalet ve iyilik seferberliğini bekliyor dört gözle. Hz. Ömer’in adaletini, Selahaddin’in kararlılığını, Yavuz’un şefkatini, Abdülhamid’in sahiplenişini özlüyor.
Biz mü’minler kendimizi bütün dünyadan sorumlu hissetmeliyiz. Biz Kudüs’ten sorumluyuz. Bu topraklar bütün insanlığın iman ile mukayyet olan ortak davasıdır. Yani bereketli belde ve onun gözbebeği Mescid – i Aksa yalnızca oradaki halkın meselesi değil, ümmet’in meselesidir. Fakat bizler bu konu da sınav kağıdımızı boş veriyoruz. Yerine getiremediğimiz bir sorumluluktur Kudüs. Mübarek Aksa davasında, Filistinli Müslümanlara yol, yoldaş olmalıyız. Direnişlerine destek olmalıyız.
Bizler şehit ümmetiyiz. İsrail’in ve daha birçok zalimin zulmüne şahit olmaktayız. Ama sessizce olanı seyreder bir haldeyiz. Şeyh Ahmed Yasin’in ‘‘Siz Ey Müslümanlar! Suskun ve aciz, helak olmuş ölüler! Başımıza gelen bu acı felaketler karşısında hala kalpleriniz sızlamıyor mu?’’ sözü hiçbir yüreğe acı vermiyor mu? Yine Rabbimize duasında suskunluğumuzu şikayet etmemiş miydi?
Kudüs’te yaşananlara karşı, mabedimizi çiğneyenlere karşı nedir bu suskun çağda bizi sessiz çığlıklara boğan? Suskunluk orucumuzun iftar vakti gelmedi mi hala?
Zulmün karşısında kim durmaz ki? Rachel’in bu konu da ifadesi çok nettir. ‘‘Zulüm bizdense, ben bizden değilim!’’
Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı dert etmemiz gerekiyor. Özgürlüğü uğrunda gayret göstermek boynumuzun borcudur. Ve en önemlisi orada ki Müslümanlara yanlarında olduğumuzu hissettirmeliyiz. Unutmayalım ki o inci tanesi mabed bizim. Unutmayalım ki ona en iyi sahip çıkan, gözlerini dahi kırpmadan ribatta olanlar, yolunda canlar verenlerdir. Bunlardan sadece biridir Şeyh Raid Salah.
Onca yıl zindanlarda kalmasına rağmen Mescid-i Aksa’nın zaferi için ucuz bir bedel ödediğini söyler.
Annelerin duası olduğu gibi şehirlerinde mırıldanıp durduğu duaları vardır. Ve bunca zorluk çeken ve bedeller ödeyen bu halk bu duaların muhatabıdır.
Peki biz ? Selahaddin yok diye Kudüs’ü yetim mi bırakacağız? Hayır, asla!
Şimdi sıra umuda tohum ekme sırasıdır. Sıra Kudüs-ü Şerif için bir hareket yapmadadır. Rasulallah’ın zeytinyağı hadisi kandil gibi yolumuzu aydınlatacaktır. Peygamberimiz Aksa’nın kandillerini yakmak üzere zeytinyağı göndermemizi emretmiştir. Bu hadiste ki zeytinyağı ifadesi semboliktir. Kudüs’te bereketin simgesidir zeytinyağı.. Efendimiz onun için bir şeyler yapmamızı arzular. Zihinlerimizde diri tutmalıyız, öğrenmeliyiz ve anlatmalıyız.
Her şey bir harekete bakar. Hz. Hacer’e su verilecekti ama koştuktan sonra. Hz. Musa’a Kızıldenizi ikiye ayıracaktı ama asasını yere vurduktan sonra…
Allah’ın vaadi var, Kudüs özgürleşecek. Çok açık değil mi imtihan oluşumuz ? Ahirette Rabbimize verebileceğimiz bir hesabımız olmalı…
Kudüs’e hizmet yaşamak ve var olmaktır.
Elimden ne gelir dememeliyiz. Her birimiz bir dünyayız. Kendi becerimiz ve yeteneklerimiz doğrultusunda ne yapabiliyorsak bu davaya katkı sunmalıyız.
Unuttunuz mu ? Biz sosyal medya ordusuyuz. İsrail’e karşı geçen yıl başlattığımız bir medya çalışması bize böyle bir hitap kullanmalarını sağlamıştı. Ve baskılarını birkaç günde olsa azaltmıştı…Demek ki bizler zulmü aslında engelleyebilirmişiz.
Bu zulmü bitiremem ama bunu duyurabilirim. Aksa’nın ve Kudüs’ün taşının toprağının sesi olabilirim.
El-Halil’in çocukları için…
Kudüs’ün mazlum evlatları için ve en çok AHMED MANASRA İçin!
Rüveyda İVGEN
"Bu makale Hucurat Hareketi'nin #AksaHalkaları projesi kapsamında yazılmıştır."
4 Yorum
Lise Akademi Bi
30 Haziran 2023Lise Akademi Bi
30 Haziran 2023Resul ivgen
30 Haziran 2023Suat D.
10 Temmuz 2023