Gülay Altun KAYISI
İçimizdeki tufanın dışa vurulması mı? İdi... AKSA TUFANI
İçimizdeki tufanın dışa vurulması mı? İdi... AKSA TUFANI
Sahi neydi mücadele?
Eğer kaldıysa ailene ölüm veya hapis haberinin geleceğini bilerek, hak yoldan ayrılmamak mıydı?
Zalimlerin ordusuna katılıp refahı seçmeden, her zalime bir "dur bakalım burası Müslüman yurdu" diyebilmekte miydi?... Söylesene SEVDİĞİM!
MESCİD-İ AKSA'M
Hangi rengini çaldılar gökyüzünden
Bak zulüm Çin seddini aştı Ahh SEVDİĞİM..
İçimizdeki Musa’lardan ne haber vardır?
İbrahimlerden Yusuflardan…
Yoksa Musa’yı kızıl denizde yalnız mı bıraktık?
Kendi ellerimizle mi verdik İbrahim’i Nemrutlara?
Şimdi hangi kuyudan gelmede Yusuf’un sesi?
Unutma VERA!
Filistin de her doğan yeni çocuk; ilkin annelerinin göğsüne sonra yerdeki taşlara uzanmamış mıydı?
Ölmesi zor olmuş mudur çocukların?
Yoksa arkalarında kalanların yaşaması mı daha zordur?
Hami olamamak, bir çatı kuramamak mı? "masum veled (çocuk)" diye bağırıp işittiremeyen bir baba olarak çocuğunun salına yapışmak mı daha zordur?
Kudüs'lü bir çocuk olmak mı?
Kudüs'e giremeyen bir yetişkin olmak mı daha zordur? Nebilerin cemaat olduğu Aksa'yı, kucağında üç beş taşla savunmak için ribat beklemek mi, hiçbir şey yokmuş gibi, her şey yolundaymış gibi sofra kurmak, çay demlemek, uyumak mı?
Utana utana yaşamaktan, utanmayı unutmak mı daha acınasıdır; kucağında taşlar, yüzünde gülücükler, yüreğinde kocaman bir cesaretle beklemek mi Aksa'yı?
Utanmayı unutmamakla avunuyoruz şimdilik. Yüreğimizi tüm yeryüzüne açmayı, Kudüs'ten başlayarak kanat çırpmayı öğreniyoruz. Çocuklarla uçmak için cennete.
İslam yolunda seni harekete geçirecek bir hayalin olsun!!
Kat kat kilitlere vurduğun yüreğinin kapılarını aç artık. Aç ki harekete geçsin bu bedenler. Tek bir nidayla uzansın ellerin o kutlu beldeye. Koş, durma sakın, koş ki uğrunda direndiğin davanın büyüklüğünü gör. Gördüğünde kalbin koskoca bir dağ olurken, bedenin ise körpe bir çocuk gibi kalacak unutma.
Ey Talip! bedenlerin küçüldüğü, kalplerin büyüdüğü bu dava için öyle bir devrim başlat ki; gönüller vuslata ersin, çöller serinlesin, mahlukat zikre doysun…
Bin bir talihsizliğimiz için bağrımıza saplanan bir hançer oldun.
Ahh SEVDİĞİM…
Mescid-i Aksa'm…
Henüz Yorum yok