ÖĞR. GÖR. OSMAN UTKAN

-YENİ- EYVALLAH DEDE

EYVALLAH DEDE

Özellikle trafiği yoğun olan büyük şehirlerde şu sözü sıklıkla duyarız: “Trafikte kimseyle takışmayın. Kimin ne olduğu belli değildir.” Bu sözler, trafikte insanların her an her türlü kötülükle ve kötülerle karşılaşılması olasılığından yola çıkılarak söylenmektedir. Yani durduk yere basit bir sebepten dolayı zarara uğramak mümkündür. Çünkü trafikte bazen bir el hareketi ya da bir söz yüzünden kavgalar, yaralanmalar hatta ölümler dahi yaşanabilmektedir. Nitekim bu konulara ilişkin haberlerle sıklıkla karşılaşmaktayız.

Trafikte olduğu gibi günlük ilişkilerimizde de çatışmalar yaşanmaktadır. İnsan ilişkilerinde de trafikte sıklıkla dile getirilen “Kimseyle takışmayın. Kimin ne olduğu belli değildir.” uyarısını yapmak gerekiyor galiba. Burada trafikteki gibi, insanların şerrinden emin olmamaktan ziyade; tartıştığımızda kırdığımız, döktüğümüz, yıktığımız ve incittiğimiz kişilerden bize gelebilecek olumsuz etkilerden söz edilebilir.

Konuyu daha anlaşılır kılmaya çalışalım. İletişim çatışması yaşadığımız kişilerin gönül dünyalarını bilemeyiz. Bazen insanlar yaşanan çatışmalarda bize karşı ses çıkaramayabilir.  Ki bu çoğunlukla güç dengesizliğinden kaynaklı olabilmektedir. Üst-ast, amir-memur, zengin-fakir gibi eşitsizlikler çatışmalarda bir tarafın aşırı bir şekilde ezilmesini beraberinde getirebilmektedir. Eş düzey olan iletişimler için de bu durum pek tabi geçerlidir.

Mümin Derman’dan (Allah rahmet eylesin) dinlediğim Eyvallah Dede’nin hikâyesi, anlatılanlara kılavuzluk edebilecek nitelikte, ibretlik bir hikâyedir. Olayın II. Abdulhamid döneminde, İstanbul Aksaray’da geçtiği ifade edilmektedir.

Eyvallah Dede kendi halinde bir derviştir. İnsanların ondan en çok duydukları söz ‘eyvallah’tır. Bu nedenle adı Eyvallah Dede olarak anılmaktadır. Denilir ki bir yaz günü, bir kişi bahçesinden topladığı dutları Aksaray’da, Valide Sultan Cami civarında satmaktadır. Satıcı Eyvallah Dede’yi görünce avuçladığı dutları ona götürüp keşküle bırakır. Eyvallah Dede “eyvallah” der her zamanki gibi.

Orada manifaturacılık yapan Muhsin Efendi, Eyvallah Dede’den çok haz etmezmiş. Muhsin Efendi dutları alan Eyvallah Dede’ye doğru giderek ensesine bir tokat atıp “Ne işin var burada! Seni buralarda görmeyeceğim, demedim mi!” der. Bu esnada Eyvallah Dede yere düşer ve keşkülü onu yaralar. İnsanların müdahalesiyle olay son bulur.

Gece olup istirahate çekilen Muhsin Efendi korkunç bir rüya görerek, sabaha karşı, kan ter içinde uykusundan uyanır. Rüyasında Eyvallah Dede Elindeki oku çekip Muhsin efendiye atar ve kalbinden vurur. Ardından ikinci bir oku çekerek tekrardan onu kalbinden vurur. Üçüncü oku da çekip atar, ancak son ok Muhsin Efendi’nin başını sıyırıp geçer.

Sabah namazı için gittiği caminin imamına rüyasını anlatır. İmam Efendi rüyanın hayır gibi durmadığını, söyler. Birlikte müftüye giderler. Müftü Efendi, “Eyvallah Dede’den helallik almakta fayda var. İyi olmamış bu yaşananlar.” diyerek Eyvallah Dede’ye doğru yola çıkmışlar ki Muhsin Efendi’ye büyük oğlunun kalp krizi geçirdiği haberi gelir. Ekip apar topar oraya doğru yolu değiştirir. Doktor gelmiş çocuğa müdahale ederken adamın oğlu vefat ediyor.

Herkes telaşe içinde uğraşırken Muhsin Efendi’ye ikinci kötü haber ulaşır. Diğer oğlu da düşüp ölmüştür. Herkes olayın şokundayken müftü efendi ve eşraftan bazıları Muhsin Efendiyle birlikte Eyvallah Dede’ye varırlar. “Aman Dede affet! Hakkını helal et!” derler. Eyvallah Dede “Ben Muhsin Efendi’ye hiç kızmadım ve gücenmedim. Benlik bir durum yok.” dedikten sonra söyle devam etmiş: “Dün orada bana tokat atılıp düştüğüm sıra kendimden geçmiştim. Ne olduysa o sırada olmuştur. Yaşanan Rabbimin gücüne gittiyse, onu ben bilemem” demiştir.

Konuşurken çok dikkat etmemiz gerekiyor. Bin düşünüp bir söylemek gerekiyor, bu yüzden. Bazen bir kelime farkında olmadan gönülleri kırabiliyor. Unutmamak gerekir ki Allah “gönlü kırıkların yanındayım” buyurmuştur.  Mazlumların ahı, şahları devirebilir niteliktedir. Yunus gibi söyleyelim o halde:

Bir kez gönül yıktın ise
Şu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil

 

 

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri