ÖĞR. GÖR. OSMAN UTKAN

-YENİ- KAYSERİ ÜNİVERSİTESİ’NDE BİR İFTAR

KAYSERİ ÜNİVERSİTESİ’NDE BİR İFTAR

Bundan iki sene önceydi. Küresel pandemiden yeni çıkılmıştı. Yine böyle bir Ramazan ayında Kayseri Üniversitesi Rektörümüz Kurtuluş Karamustafa Hocamız öğrencilerimize ücretsiz iftar verebilmek için yoğun bir şekilde mesai harcıyordu. O sene Ramazan'ın ilk haftası itibariyle Üniversite Rektörlüğü olarak öğrencilere bir ay boyunca ücretsiz iftarları ayarlamışlardı. Bu üçüncü senedir, öğrencilere ücretsiz iftar verilmeye devam ediyor. Hatta bu iftarlar gelenekselleşti, dersek yerinde olur.

Bendeniz fırsat buldukça, iftarımı okula gidip öğrencilerle birlikte yapmaya çalışanlardanım. Öğrencilerle beraber iftar yapmanın coşkusunu kelimelerle dile getirmek zordur. Yüzlerce genç heyecanla ve telaşla ezanın okunmasını bekliyor. İlk anda bir uğultu varken ezanla birlikte bu uğultunun yerini bir anda sessizlik alıyor.

Öğrencilerimizin Ramazan ve oruç hassasiyeti beni çok mutlu ediyor. Gençlerin yoldan çıktığını söyleyenlere inat; gençlerimizin hiç olmadığı kadar yolda olduğunu belirtmek istiyorum. Geleneklerini ve değerlerini bütün tazyiklere ve olanca olumsuz etkilere rağmen yaşamak için ısrar eden gençleri görmek tek kelime ile ‘harika’ bir duygu.

Gerçekleşen iftarlara bazen Üniversite Rektörümüz Kurtuluş Hocamız başta olmak üzere rektör yardımcıları, senato üyeleri ve bazı hocalar da katılmaktadır. İftardan önce Hocamız ve yardımcıları masaları gezerek, mümkün olduğunca bütün gençlere selam veriyor. Hocalar sonrasında farklı masalarda oturarak gençlerle iftar açmaktadır. Rektör Hocamız  öğrencilerle aynı masada oturup oturduğu masadaki gençlerle sohbet etmesi, bir aile sofrasını andırıyor. Bir hoca edasından öte bir baba edasıyla konuşuyor. Farklı bir masadan bakınca sohbetin oldukça samimi geçtiğini söylemek mümkündür.

İftara katılan hocalar gibi ben de öğrencilerle sohbet etme imkânı buluyorum. Farklı memleketlerden gelen öğrenciler, farklı bölümlerde öğrenim görmekteler. İftara üniversitemizin içinde bulunan KYK yurdundan öğrenciler de katılabilmektedirler. Ramazan rahmetiyle ve bereketiyle geliyor. Bu Halil İbrahim sofrasında herkese yetecek kadar yer de var, yemek de var.

Konuştuğum öğrenciler üniversitemizin yemeklerini beğendiklerini ifade ediyor. Yemekhane ikinci katta olmasına rağmen iftar kuyruğu binadan dışarıya kadar uzayabilmektedir. Bu durum aslında hal diliyle teşekkürdür. İftar sevincini okulumuzda yaşamaları da bir nevi duadır, denilebilir.

En az 500 kişilik yapılan yemek sayısı bazı yemeklere göre 750 rakamına kadar çıkıyormuş. Öğrencilerin sevdiği yemekler olduğunda yoğunluk katlanıyormuş. Mesela tavuk döner çıktığında gençler tarafından yoğun katılım sağlanıyormuş.

Her nimetin bir külfeti ve zahmeti var elbette. Yemekler hafta içi her gün çıkıyor, çıkmasına. Ama arka planda çok büyük bir emek var. Başta Kayseri Üniversitesi Sağlık Kültür Daire Başkanı Emrah Duman ve bütün çalışma arkadaşları neredeyse seferber olmaktadır.  Özellikle mutfak kısmında, arka planda, çok hummalı bir çalışma olduğunu söyleyebilirim. Bu iftarların öğrencilere düzenli ve sağlıklı bir şekilde verilebilmesi için çalışan personel, hafta içi yirmi gün boyunca aileleriyle iftar yapamamaktadır.  Onlar, bu büyük fedakârlık ve özveri için, en büyük alkışı ve takdiri hak ediyorlar. Ancak bütün bu zahmetten ve gayretten sonra çok büyük bir rahmet doğuyor.

“Kim veriyor bu yemekleri?” diye sordum. “Bugünkü iftarı kim verdi mesela?” diye sordum. Ama herhangi bir isim alamadım. Farklı kurumlardan hayırseverler iftarları karşılıyorlarmış.  Bu hayırseverler sanayi odasından, ticaret odasından ve organize sanayiden hayırsever iş adamlarıymış. Zaten sağ elin verdiğini sol el görmemeliydi. Balığın bilmesine gerek yoktu; Hâlık bilsin, yeterdi.

Hayırda yarışan kadim bir şehirdir, Kayseri. Onların desteği olmazsa, muhtemelen bu ve benzer güzellikler oldukça sınırlı bir şekilde gerçekleşir. İftardan sonra oldukça mutlu görülen Kurtuluş hocama “Maşallah hocam ne güzel bir işe imza atmışsınız. Allah razı olsun sizden.” diyince o da gayet mütevazı bir şekilde “Hayırseverler olmazsa bu işler çok zor. Asıl onlardan Allah razı olsun. Biz sadece güzellikte aracıyız." demişti.

Bir öğrenci her ne olursa olsun; ister fakir ister zengin olsun; ister kadın olsun, ister erkek olsun onlara yapılan iyilikler hiçbir zaman boşa gitmiyor. Bu iftarlar vasıtasıyla öğrencilere yönelik yapılan bu iyilik, sonuç itibariyle çok güzel bir şekilde memlekete, millete ve ümmete faydalı olarak tekrar en güzel şekilde geri dönecektir.

Ramazan; sahuruyla, iftarıyla, tutulan orucuyla ve yapılan ibadetleriyle bir bütün olarak çok güzel bir zaman dilimidir. Bu ayda müthiş bir bereket çıkıyor ortaya. Birlikten, bütünlükten ve kardeşlikten ortaya çıkan bir bereketten bahsediyorum. Galiba  bu güzelliklerin en başında iftarlar gelmektedir.

Bu iftarların verilmesinde başta hayırsever insanlar olmak üzere, bu işte katkı sağlayan üniversite rektörlüğü, ilgili yöneticiler ve en önemlisi bu iftarların hazırlanmasında arka planda çalışan fedakâr ve özverili arkadaşlardan Allah razı olsun.

Biz biliyoruz ki bir hayra vesile olan onu yapmış gibidir. Bu süreçte katkısı olan herkesin, bu bakımdan, mutlaka ama mutlaka mükâfatını alacağı kesindir. Allah bizleri Ramazan'da hakkıyla oruç tutan ve sonrasında ondan ecrini alacak olanlardan eylesin, diyorum.

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri