- 24 Kasım 2024 - CUMHURİYET ÖĞRETMENİ
- 16 Kasım 2024 - AMERİKA SEÇİMLERİ VE GÜNEY CEPHEMİZ
- 01 Kasım 2024 - İÇ CEPHE SAĞLAM -2
- 29 Ekim 2024 - İÇ CEPHE SAĞLAM -1-
- 19 Ekim 2024 - VATANIMA FEDA OLSUN
- 16 Eylül 2024 - SİVİL TOPLUMDAN BEKLENTİLER
- 02 Ağustos 2024 - YENİ MİLADIMIZ
- 05 Temmuz 2024 - SURİYELİLERİN GERİ DÖNÜŞÜ
- 09 Ocak 2023 - SİZ HİÇ….
- 13 Aralık 2022 - Kudüs’ü Anlatmak
- 24 Kasım 2022 - Kudüs' ü Anlamak
AV. MUSTAFA İLHAN
-YENİ- NETENYAHU GALANT TUTUKLAMA KARARI
NETENYAHU GALANT TUTUKLAMA KARARI
Netenyahu ve Galant için çıkarılan tutuklama kararının niçin uygulanma imkanı olmadığını ve bu konuda Uluslararası hukuktan fazla bir beklenti içinde olunmaması gerektiği konusunda birkaç kelam etmek istiyorum.
1945 yılında Birleşmiş Milletler Teşkilatı kurulduğu zaman milletlerarası uyuşmazlıklara bakacak bir de mahkeme kurulması fikri benimsendi. 1946 yılında bu amaçla kurulan Uluslararası Adalet Divanı Hollanda’nın Lahey şehrinde faaliyete başladı. Bu mahkemeye tüm BM üyeleri kendiliğinden taraf oldu. Davalarda taraf olmayı kabul etti. Türkiye gibi ülkeler bu mahkemenin yargı yetkisini bu güne kadar kabul etmedi. Buraya BM Güvenlik konseyi devletlerarası bir uyuşmazlığı getirebildiği gibi taraf devletlerin rızası veya zımmi rızaları ile de buraya dava gelebilmektedir.
Türkiye Yunanistan ile olan dünyadaki benzerlerinden kendine has özellikleri ile farklı olan kıta sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge gibi konularda adaletli bir karar vermeme ihtimali dolayısı ile bu mahkemeye başvurmadı. Yunanistan ile ortak bir yol bulunması için görüşmeler sürdürmeyi uygun buldu. Kaldı ki Avrupa Birliğinin Ege ve Akdeniz’de yunan tezlerini içeren Sevilla haritası gibi absürt bir metni kabul etmesi ne kadar isabetli bir karar verdiğimizi gösterdi.
1989 yılında soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve saldırı suçları için devletler adına suç işleyenleri kendi yargılarında yargılamaması nedeniyle Uluslararası bir Ceza Mahkemesi kurulması kararlaştırıldı. 1998 yılına kadar hazırlık yapıldı. 1998 yılında Roma’da 120 devletin olumlu, 7 devletin olumsuz, 21 devletin de çekimser oy kullanması ile 128 maddeden oluşan bir statü kabul edilmiştir. 66 devletin statüyü onaylaması sonrası 2002 yılında Uluslararası Ceza Mahkemesi resmen faaliyete başladı.
Türkiye Roma Statüsüne taraf olan 124 ülke içerisinde yoktur. Sebebine gelince 40 yıldır terörle mücadele ediyoruz. Terörle mücadele nizami ordularla yapılmaz. Çünkü teröristler için hiçbir hukuk kuralı bağlayıcılığı yoktur. Bizim terörle mücadelemizde teröristlere destek veren başta ABD ve Avrupa’daki bazı devletler yayınladıkları insan hakları raporlarında gerçek olmayan ifadelerle ülkemizi ve insanımızı suçlamaktadırlar. Biz bu statüyü kabul etmemiz halinde başta devlet ve ordu yöneticilerimiz olmak üzere birçok kimse hakkında yargılama isteyebileceklerdir. Geçmişte Saddam, Kaddafi kararları buna örnektir. Irak’ta, Afganistan’da savaş suçu işleyen ABD aşağıda açıklayacağımız üzere kendini korumak için kanun çıkarmış, gücüne güvenmiştir. Bizim Kurtuluş savaşı tecrübemiz vardır. İlk fırsat verdiğimizde yedi düvelin bize saldıracağının bilincindeyiz. Ülkemiz süper bir güç olup, Nükleer sahibi oluncaya kadar düşmanlarımıza fırsat vermemek için bu statüyü de kabul etmedik.
Mahkeme tamamlayıcı bir mahkeme olarak kabul edildi. Herhangi bir devlet yukarıda açıklanan suçları işleyen bir mensubunu yargılamış ise bu mahkemede tekrar yargılayamayacaktır. Çünkü bir suça iki ceza hiçbir hukuk düzeninde kabul görmez.
Mahkemede bu suçları işleyen 18 yaşından büyük herkes yargılanabilecektir. Askerler emir komuta zinciri ile bu suçu işlemişlerse en üst rütbeli subay örneğimizde Galant yargılanabilecektir. Siyasi olarak da suçların işlenmesine neden olan siyasi emirler veren siyasilerde devlet başkanı dahi olsa örneğimizde Netenyahu yargılanabilecektir. Mahkemede sanığın hazır bulunması şartı vardır. Gıyapta yargılama yapılamamaktadır. Mahkeme daha önceki yıllarda Putin hakkında da tutuklama kararı verdiği halde Putin yakalanıp mahkeme huzuruna getirilemediği için henüz yargılama başlamamıştır. Aynı şekilde Netenyahu ve Galant 124 üye devletten biri tarafından yakalanıp Uluslararası Ceza Mahkemesine teslim edilmediği sürece yargılanamayacaklardır.
Bu suçlarda zamanaşımı işlemeyecektir. Ulusal ceza kanunlarında 20 -30 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüş iken Uluslararası Ceza Mahkemesinde zamanaşımı süresi yoktur. Bu nedenle bir gün ABD’nin dünya jandarmalığı kırılır ya da dünyanın beşten büyük olduğu kabul görürse bu insanlar tutuklanabilir.
Bu kişilerin Roma Statüsüne 124 ülke taraf olmasına ve Avrupa Birliği ülkeleri için bu mahkeme kararlarını uygulamayı kabul etmelerine ve mahkeme kararının uygulanması gerektiğini en azından bazılarının söylemelerine rağmen tutuklanamayacağının bir başka nedeni de ABD’dir. Kararın yerine getirilmesi gerektiğini söyleyen ülkelere ABD mahkemenin tamamlayıcı bir mahkeme olduğunu öncelikle İsrail Mahkemelerinde bu kişilerin yargılanması gerektiğini söylemekte ve tutuklama yapacak ülkelere en ağır yaptırımları uygulayacağını söylemektedir.
ABD Afganistan ve Irak’ta yaptığı soykırım, savaş suçu ve insanlığa karşı suçlardan kendi askerlerinin yargılanmasını önlemek için 3 ağustos 2002 yılında Lahey işgal yasasını kabul etmiştir. Bu yasa ile ABD vatandaşları yukarıda suçlamalar dolayısı ile bu mahkemede yargılanmak için tutuklanıp bu mahkemeye getirilirse ya da getirmek üzere herhangi bir ülke tutuklarsa o ülkeyi işgal edeceğinin ABD meclisince kabul edildiği bir yasadır.
Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısı Pakistan asıllı İngiliz vatandaşı Kerim Han mahkemeden tutuklama istediğinde ABD senatosu tarafından böyle bir karar alınması halinde savcının ve UCM yargıçlarını tehdit eden bir açıklama yapılmıştı. Savcı ve Yargıçlar buna rağmen tutuklama kararı verdiler. Şimdi ABD li senatörler yeni bir kanun teklifi ile Netenyahu ve Galantı tutuklayıp teslim edecek ülkelere yaptırım yapılmasını öngören bir teklif hazırlığındalar. Kanada Başbakanını da açıkça ekonomik çöküşle tehdit ettiler.
Dünyada ABD gibi baş belası olduğu müddetçe adalette olmaz. Şu anda ona karşı duracak bir güç de görünmüyor. Ben şahsen bu kararı uygulayabilecek insan hakları konusunu kendisine dert edinmiş Güney Afrika Cumhuriyeti ve Hollanda dışında Türkiye’de dahil hiçbir ülkenin cesaret edip Netenyahu ve Galantı tutuklayamayacağını düşünüyorum. Bu tutuklama kararının da uygulanamayışı dünya devletlerinin uyanışına vesile olur ve tek çare dünyanın beşten büyük olduğunun kabul edilmesidir.
Allah’a emanet olunuz.
Av. Mustafa İlhan
Kayseri Strateji Derneği Başkanı
Henüz Yorum yok