Marwan Bishara

Kibirden Zillete İsrail'i Şok Eden 10 Saat

Marwan Bishara

Elif Atabaş Tercüme etti.

Filistin’in hızlı saldırısı (blitzkrieg)*, İsrail için hem askeri bir başarısızlık hem de muazzam boyutlardaki bir siyasi felakettir.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun Birleşmiş Milletler ‘de övünerek yaptığı ve İsrail ile yeni Arap ortakları etrafında dönen yeni bir Orta Doğu’nun kuruluşunu duyurduğu konuşmasından birkaç gün sonra, bu hayalî bölgesel haritasında tamamen atladığı Filistinliler, ona ve İsrail’e politik ve stratejik olarak ölümcül bir darbe vurdu.

Filistin direniş hareketi Hamas, Gazze’den İsrail’e hava, deniz ve kara yoluyla titizlikle planlanmış ve başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiş bir ani saldırı başlattı. İsrailli hedeflere atılan binlerce füze ile eşzamanlı olarak yüzlerce Filistinli savaşçı, ülkenin güney kesimindeki İsrail askeri ve sivil bölgelerini hedef aldı ve en az 100 İsraillinin ölümüne ve düzinelerce İsrail askeri ve sivilin rehin alınmasına yol açtı.

Hamas’ın bu operasyondaki hedefleri gizli değil:

İlk olarak, İsrail’in işgal, baskı, illegal yerleşim ve Filistin’in dini sembollerini, özellikle de Kudüs’teki Mescid-i Aksa’yı ihlal etme eylemlerine karşılık vermek ve cezalandırmak; ikincisi, İsrail’in bölgedeki aparteid rejimini benimseyen Arap normalleşmesini hedef almak; ve son olarak, daha fazla mahkum değişimi sağlayarak İsrail hapishanelerinden mümkün olduğunca çok Filistinli siyasi mahkumu serbest bırakmak.

Hatırlatmakta fayda var ki, Gazze Şeridi’nde Hamas’ın lideri olan Yahya el-Sinvar, İsrail hapishanesinde yirmi yıldan fazla bir süre geçirdikten sonra bir mahkûm değişiminde serbest bırakıldı. Hamas’ın askeri kanadının başı olan Muhammed ed-Dayf, diğer birçok Filistinli gibi İsrail şiddeti nedeniyle sevdiklerini kaybetti- bebek oğlu, üç yaşındaki kızı ve eşi-. Bu nedenle operasyonun cezalandırıcı ve intikam alıcı bir yönü de bulunuyor.

Kibrin sonunda İsrail’i ve kibirli liderlerini yakaladığı söylenebilir; onlar uzun bir süredir kendilerini yenilmez olarak gördüler ve düşmanlarını sürekli olarak küçümsediler. Ekim 1973’teki “sürpriz” Arap saldırısından bu yana, ardışık İsrail liderleri, ezdikleri insanların ne kadar yetenekli olduğuna defalarca şaşırmış ve etkilenmişlerdir.

 

1982’deki İsrail’in Lübnan’a işgalinin ardından, 1980’lerin ve 2000’lerin Filistin İntifadaları ve İsrail’in elli yılı aşkın işgali ve dört ardışık Gazze savaşı sonrasında, Filistin direnişi tarafından hazırlıksız yakalandılar.

Açıkça görülüyor ki, İsrail askeri ve sivil liderliği de Hamas’ın büyük çaplı operasyonunu beklememişti ve bu operasyonun başarısı büyük bir İsrail istihbarat ve askeri başarısızlığını temsil etmektedir. İsrail sofistike casus ağı, insansız hava araçları ve gözetleme teknolojisi gibi kaynaklarına rağmen, saldırıyı tespit edemedi ve engelleyemedi.

Mahmud Abbas’ı da tarihin sularına sürükleyebilir.

Abbas da siyasi olarak başarısızlığa uğruyor, İsrail işgalini kınamak ve güvenliği koordine etmek arasındaki dengeyi sağlamaya çalışıyor gibi görünüyor. Artık böyle bir dengeleme eylemi sürdürülebilir değil gibi görünüyor.

Ancak gelecek olan değişim, sadece kişiliklerle ilgili değil; bu, iki halkın tamamıyla ilgilidir ve barış içinde yaşamak mı yoksa savaşarak ölmek mi istediklerine bağlıdır. İkisi arasında herhangi bir şey için zaman ve mekân geçmişte kalmıştır.

Bugün Filistinliler, zulüm karşısında diz çökerek ölmek yerine adalet ve özgürlük için ayakta savaşmayı tercih ettiklerini açıkça ortaya koymuşlardır. İsraillilerin tarihin derslerine kulak verme vakti gelmiştir.

*Bu ifade Almanca bir kelime olup, ilk defa 2. Dünya Savaşı’nda kullanılmıştır. Hızlı, yoğun ve stratejik bir askeri saldırıyı ifade eder.

 

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kudüs Araştırmaları Platformu’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Marwan Bishara

Al Jazeera’da üst düzey siyasi analist. Marwan Bishara, küresel siyaset konusunda kapsamlı yazılar yazan bir yazardır ve geniş çapta ABD dış politikası, Orta Doğu ve uluslararası strateji konularında önde gelen bir otorite olarak kabul edilmektedir. Daha önce Paris Amerikan Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler profesörüydü.

Metnin Orjinali;

https://www.aljazeera.com/opinions/2023/10/7/from-hubris-to-humiliation-the-10-hours-that-shocked-israel

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri

    Bu yazarın başka makalesi yoktur.