Cahit SUCİ
Kudüs Yazıları 1
Bazı günler bazı günlerden muhteva ettikleri sebep ile ayrışırlar. Farklı bir anlam ve nitelik kazanırlar. Mesela Cuma günü diğer günlerden içinde Cuma namazı olması hasebiyle ayrışır. Müslümanların cem olduğu bir gündür Cuma. Kur’an-ı Kerim’de adına bir sure vardır. Müslümanların bayramıdır. Haftalık değerlendirmelerin yapıldığı, hutbenin okunduğu bir gündür. Günlerin birbirinden ayrıştığı gibi aylarda böyledir. Ramazan ayı diğer aylara göre muhtevası gereği özel bir aydır ve diğer aylardan ayrışır. Kur’an ayıdır. Rahmetin, merhametin, yardımlaşmanın, insanın kendini yeniden inşa etmesinin ayıdır. Kurtuluş ayıdır.
Günler nasıl ki ayrışır, aylar nasıl ki ayrışır mekânlar da öyledir. Bazı mekânlar bazı mekânlara göre ihtiva ettikleri anlam itibariyle ayrışırlar. Mekke böyle bir mekândır. Vahyin şehridir. Âlemlere rahmet olarak efendimizin dünyayı teşrif ettiği yerdir Mekke. Mümin ve Müslüman insanın inşa edildiği yerdir. Tevhidin bayraklaştığı, peygamberlerin son halkasının putları kırdığı bir şehirdir. Yeryüzünün ilk mescidinin inşa edildiği bir şehirdir Mekke. Şehirlerin anasıdır. Mescid-i Haram’ın, Kabe’nin olduğu şehirdir. Müslümanların kutsal bir şehridir. Bu sebeple diğer mekânlardan ayrışır. Medine de öyledir. Hicretin şehridir. İslam’ın devletleştiği şehirdir. Hain, bozguncu ve verdikleri sözlerde durmayan Yahudilerin sökülüp atıldığı bir şehirdir. Peygamberimizin medfun olduğu bir şehirdir. Müslümanlar için özeldir ve kutsaldır. Mescid-i Nebevi’nin olduğu bir şehirdir.
Mekke ve Medine gibi diğer mekânlardan/şehirlerden ayrışan bir diğer şehrimiz de Kudüs’tür. Yeryüzünde inşa edilen ikinci mescidin bulunduğu şehirdir. Müslümanların anlam dünyasında Mekke, Medine gibi yer etmesi gereken bir şehirdir Kudüs. Birçok peygamberin tevhid bayrağını dalgalandırdığı, insanları Allah’a davet ettikleri bir şehirdir. İsra ve Mirac şehridir. Peygamberimizin diğer peygamberlere imamlık ettiği yüce bir şehirdir. Peygamberlerin ayak izlerinin bulunduğu bir şehirdir. Peygamberimizin Miraca yükseldiği, göklere açılan kapıların bulunduğu bir şehirdir. Peygamberimizin gidin dediği bir şehirdir. Kudüs Müslümanlara unutturulan bir şehirdir. Bugün dünya üzerindeki Müslümanların anlam dünyalarında eksikliği hissedilmeyen bir şehirdir. Ne yazık ki dünya Müslümanları tarafından ilgisiz kalınmış bir şehirdir. Halbuki Mekke gibi, Medine gibi Müslümanların anlam dünyasında yer etmesi gereken bir şehirdir.
Bereketin yurdudur. Yusuf el Karadavi’nin ifadesiyle ribat ve cihad yurdudur. Kudüs Müslümanların elinde değilse almak, elinde ise muhafaza etmekle sorumlu olunan bir şehirdir. Hazreti Ömer döneminde fethedilen, Selahattin-i Eyyubi tarafından haçlılardan geri alınan, Yavuz Sultan selim Han’ın Osmanlı topraklarına kattığı bir şehirdir. Kudüs tam dörtyüz yıl Osmanlı toprağı olarak kalmış bir şehirdir. Bizim şehrimizdir. Ecdadımız Kudüs’ün anlamına vukufiyet kesbetmiştir. Orayı değerinde görmüş ve oraya gözü gibi bakmıştır. Mescid-i Aksa’ya yeni kubbeler, kemerler, çeşmeler yapmış var olanları ise onarmış ve bakımını yapmıştır. Kudüs Konya gibi, Karaman gibi, Kayseri gibi, İstanbul gibi bizim bir şehrimiz olmuştur. Yüzyıllar boyu barışın, kardeşliğin şehri olmuş, ilmin merkezi haline gelmiş bir şehirdir Kudüs. Kudüs’e şehirlerden bir şehir olarak bakmak onu sıradanlaştırır. Anlamını, değerini kaybettirir. Kudüs sıradan bir şehir değildir.
Kudüs bugün dünya Müslümanlarının anlam dünyasındaki yerini ne yazık ki kaybetmiştir. Bu kaybediş öyle bir kaybediştir ki müslümanları çökertmiştir. Müslümanların düştüğü en merkezi bir yerdir Kudüs. Nasıl ki insan düştüğü yerden kalkar biz Müslümanlarda yeniden ayağa kalkmak ve dünyaya yeniden hak ve hakikati haykırmak için Kudüs’ün anlam dünyamızdaki yerini bulmasını sağlamamız gerekir. Kudüs’ün özgür olması ancak Müslümanların inanç dünyasında, fikir dünyasında, anlam dünyasında hak ettiği yeri almasıyla mümkündür. Niye kaybettik, nasıl kaybettik, niçin kazanacağız, nasıl kazanacağız elbette bunun muhasebesini ciddi olarak yapmak durumundayız.
Kudüs bizim ilk kıblemizin bulunduğu, peygamberimizin Mekke döneminde bir süre de Medine’de oraya yönelerek namazlarını eda ettiği bir şehirdir. İlk kıblemizin Mescid-i Aksa’mızın bulunduğu bir şehirdir. Selam olsun, selam olsun, selam olsun.
Cahit SUCİ
Cihannüma Karaman İl Temsilcisi/Karaman Kudüs Platformu Sözcüsü
Yazarın Diğer Makaleleri
Yazarlar
Bazı günler bazı günlerden muhteva ettikleri sebep ile ayrışırlar. Farklı bir anlam ve nitelik kazanırlar. Mesela Cuma günü diğer günlerden içinde Cuma namazı olması hasebiyle ayrışır. Müslümanların cem olduğu bir gündür Cuma. Kur’an-ı Kerim’de adına bir sure vardır. Müslümanların bayramıdır. Haftalık değerlendirmelerin yapıldığı, hutbenin okunduğu bir gündür. Günlerin birbirinden ayrıştığı gibi aylarda böyledir. Ramazan ayı diğer aylara göre muhtevası gereği özel bir aydır ve diğer aylardan ayrışır. Kur’an ayıdır. Rahmetin, merhametin, yardımlaşmanın, insanın kendini yeniden inşa etmesinin ayıdır. Kurtuluş ayıdır.
Günler nasıl ki ayrışır, aylar nasıl ki ayrışır mekânlar da öyledir. Bazı mekânlar bazı mekânlara göre ihtiva ettikleri anlam itibariyle ayrışırlar. Mekke böyle bir mekândır. Vahyin şehridir. Âlemlere rahmet olarak efendimizin dünyayı teşrif ettiği yerdir Mekke. Mümin ve Müslüman insanın inşa edildiği yerdir. Tevhidin bayraklaştığı, peygamberlerin son halkasının putları kırdığı bir şehirdir. Yeryüzünün ilk mescidinin inşa edildiği bir şehirdir Mekke. Şehirlerin anasıdır. Mescid-i Haram’ın, Kabe’nin olduğu şehirdir. Müslümanların kutsal bir şehridir. Bu sebeple diğer mekânlardan ayrışır. Medine de öyledir. Hicretin şehridir. İslam’ın devletleştiği şehirdir. Hain, bozguncu ve verdikleri sözlerde durmayan Yahudilerin sökülüp atıldığı bir şehirdir. Peygamberimizin medfun olduğu bir şehirdir. Müslümanlar için özeldir ve kutsaldır. Mescid-i Nebevi’nin olduğu bir şehirdir.
Mekke ve Medine gibi diğer mekânlardan/şehirlerden ayrışan bir diğer şehrimiz de Kudüs’tür. Yeryüzünde inşa edilen ikinci mescidin bulunduğu şehirdir. Müslümanların anlam dünyasında Mekke, Medine gibi yer etmesi gereken bir şehirdir Kudüs. Birçok peygamberin tevhid bayrağını dalgalandırdığı, insanları Allah’a davet ettikleri bir şehirdir. İsra ve Mirac şehridir. Peygamberimizin diğer peygamberlere imamlık ettiği yüce bir şehirdir. Peygamberlerin ayak izlerinin bulunduğu bir şehirdir. Peygamberimizin Miraca yükseldiği, göklere açılan kapıların bulunduğu bir şehirdir. Peygamberimizin gidin dediği bir şehirdir. Kudüs Müslümanlara unutturulan bir şehirdir. Bugün dünya üzerindeki Müslümanların anlam dünyalarında eksikliği hissedilmeyen bir şehirdir. Ne yazık ki dünya Müslümanları tarafından ilgisiz kalınmış bir şehirdir. Halbuki Mekke gibi, Medine gibi Müslümanların anlam dünyasında yer etmesi gereken bir şehirdir.
Bereketin yurdudur. Yusuf el Karadavi’nin ifadesiyle ribat ve cihad yurdudur. Kudüs Müslümanların elinde değilse almak, elinde ise muhafaza etmekle sorumlu olunan bir şehirdir. Hazreti Ömer döneminde fethedilen, Selahattin-i Eyyubi tarafından haçlılardan geri alınan, Yavuz Sultan selim Han’ın Osmanlı topraklarına kattığı bir şehirdir. Kudüs tam dörtyüz yıl Osmanlı toprağı olarak kalmış bir şehirdir. Bizim şehrimizdir. Ecdadımız Kudüs’ün anlamına vukufiyet kesbetmiştir. Orayı değerinde görmüş ve oraya gözü gibi bakmıştır. Mescid-i Aksa’ya yeni kubbeler, kemerler, çeşmeler yapmış var olanları ise onarmış ve bakımını yapmıştır. Kudüs Konya gibi, Karaman gibi, Kayseri gibi, İstanbul gibi bizim bir şehrimiz olmuştur. Yüzyıllar boyu barışın, kardeşliğin şehri olmuş, ilmin merkezi haline gelmiş bir şehirdir Kudüs. Kudüs’e şehirlerden bir şehir olarak bakmak onu sıradanlaştırır. Anlamını, değerini kaybettirir. Kudüs sıradan bir şehir değildir.
Kudüs bugün dünya Müslümanlarının anlam dünyasındaki yerini ne yazık ki kaybetmiştir. Bu kaybediş öyle bir kaybediştir ki müslümanları çökertmiştir. Müslümanların düştüğü en merkezi bir yerdir Kudüs. Nasıl ki insan düştüğü yerden kalkar biz Müslümanlarda yeniden ayağa kalkmak ve dünyaya yeniden hak ve hakikati haykırmak için Kudüs’ün anlam dünyamızdaki yerini bulmasını sağlamamız gerekir. Kudüs’ün özgür olması ancak Müslümanların inanç dünyasında, fikir dünyasında, anlam dünyasında hak ettiği yeri almasıyla mümkündür. Niye kaybettik, nasıl kaybettik, niçin kazanacağız, nasıl kazanacağız elbette bunun muhasebesini ciddi olarak yapmak durumundayız.
Kudüs bizim ilk kıblemizin bulunduğu, peygamberimizin Mekke döneminde bir süre de Medine’de oraya yönelerek namazlarını eda ettiği bir şehirdir. İlk kıblemizin Mescid-i Aksa’mızın bulunduğu bir şehirdir. Selam olsun, selam olsun, selam olsun.
Cahit SUCİ
Cihannüma Karaman İl Temsilcisi/Karaman Kudüs Platformu Sözcüsü
Yazarın Diğer Makaleleri
Yazarlar
Henüz Yorum yok