- 14 Nisan 2025 - -YENİ- HER KİTABIN ANLAŞILMA REHBERİ TEK BİR KİTAPTIR.
- 10 Nisan 2025 - ZAMAN VE MEKÂNA BAKIŞIMIZ
- 25 Mart 2025 - İYİ FİNAL/YAŞLILIK İÇİN…
- 17 Mart 2025 - MİLLİ BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZİN 5 KİLOMETRE TAŞI
- 10 Mart 2025 - NEYİ ÇEKİYORSUNUZ? (Rezonans-Çekim yasası)
- 03 Mart 2025 - ŞEYTANI NE DAVET EDER?
- 24 Şubat 2025 - ŞANLI DEVRİMİ DUYDUNUZ MU?
- 17 Şubat 2025 - AİLE YILINDA KAMU-STK DENGESİ (AİLE VAKFI ÖNERİSİ)
- 10 Şubat 2025 - MİKROFONLA EZAN OKUNURKEN SAĞA/SOLA DÖNÜLÜR MÜ?
- 04 Şubat 2025 - YILDIZ MI, AY MI, KARA DELİK MİSİNİZ?
- 27 Ocak 2025 - FELAKETLERİN İLK ADIMI SUÇLUNUN MASA İLAN EDİLMESİYDİ
- 20 Ocak 2025 - “ÜZÜMÜN SAPI, ARMUDUN ÇÖPÜ, MUZUN KABUĞU” YENİR Mİ?
- 13 Ocak 2025 - BİZİ KİM DAHA İYİ YIKAR? SU MU, ATEŞ Mİ?
- 07 Ocak 2025 - KAN BAĞIŞI MI? HACAMAT MI?
- 30 Aralık 2024 - KAVGALARIN ASIL SEBEBİ NEDİR?
- 25 Aralık 2024 - “VER KORKUYU” DEĞİL; “VER COŞKUYU”
- 17 Aralık 2024 - İMAN-HİKMET-GAYRET-TEVEKKÜL
- 09 Aralık 2024 - ZITLIKLARIN ORTASINDA VASATI BULMAK
- 02 Aralık 2024 - MECELLE PUSULASI (ALTIN FORMÜL İÇERİR)
- 25 Kasım 2024 - ZAHMETTEN KAÇARAK RAHMETE ULAŞILABİLİR Mİ?
- 18 Kasım 2024 - HAK YOK VAZİFE VAR; FERT YOK CEMİYET VAR.
- 11 Kasım 2024 - POLİMAT-ENTELEKTÜEL
- 04 Kasım 2024 - ÖNCE DONANIM (HARDWARE) SONRA YAZILIM (SOFTWARE)
- 28 Ekim 2024 - İBRETLİK BİR ÖLÜMDEN DERS ÇIKARABİLMEK (FETÖ GERÇEĞİ)
- 21 Ekim 2024 - YAŞLANMA “SÜREÇ ODAKLI” BİR GELİŞMEDİR VE ANNE KARNINDAN BAŞLAR.
- 15 Ekim 2024 - ÜÇÜ BİRLEYEBİLİR MİYİZ? (Türkçülük/İslamcılık/Batıcılık)
- 07 Ekim 2024 - BEYİN-BEYİNCİK-VİCDAN=YASAMA-YÜRÜTME-YARGI
- 30 Eylül 2024 - GEÇMEK Mİ, KALMAK MI?
- 23 Eylül 2024 - METAFOR (MESNEVİ/KABAK METAFORU)
- 03 Eylül 2024 - KİTAP VE SİLAH DENGESİ
- 12 Ağustos 2024 - ÖNCELİKLİ KAYGILARIMIZ
- 06 Ağustos 2024 - SEVGİ-ACI-HZ. İNSAN
- 22 Temmuz 2024 - GENÇLİĞİN GÜNDEMİNDEKİ KONULARA DAİR: SORU/CEVAP
- 15 Temmuz 2024 - KAPAĞINIZ/DUDAĞINIZ KAPALI MI?
- 09 Temmuz 2024 - SÜLEYMANLAR AYAKTA ÖLÜR.
- 05 Temmuz 2024 - EVLİLİK YAŞI İÇİN 5 N 1 K (HZ. AİŞE ÖRNEĞİ ÜZERİNDEN)
- 23 Mayıs 2024 - “EN BÜYÜK SÜRPRİZ” BİZİ BEKLİYOR OLABİLİR Mİ?

DR. CEMİL PASLI
KİME KONUŞUYORUZ/YAZIYORUZ?
KİME KONUŞUYORUZ/YAZIYORUZ?
Bir davası, derdi, ideali ve hedefi olan insan konuşur ve yazar.
Peki, konuşan ve yazan her insan dinlenir mi?
Bu sorunun en net cevabı şudur:
Konuşan ve yazan insan başkasını taklit etmiyor, diğerinden çalmıyor, aşırmıyor, kendisinden konuşuyor, yazıyorsa; mutlaka dinlenir/okunur.
İnsan, yaratılışında Allah’ın vahidiyet sırrı ile bakıldığında; diğer insanlara genel hatları açısından benzer.
Aynı insan, yaratılışında Allah’ın ehadiyet sırrı ile bakıldığında; diğer insanlara özel kabiliyetleri veçhesinden asla benzemeyen özgün taraflara sahiptir.
İnsan fikir ve düşünceleri ve onlara tercüman olan dili ve kalemi itibari ile de vahidiyet (benzerlik) ve ehadiyet (farklılık/özgünlük) sırlarına mazhardır.
“Bal arısı” gibi olan insan her çiçekten (kitap/insan/eşya/manzara…) aldığı nektarı/usareyi/özü kendi kovanına çekilip (en az %51) özgün balını yapar ve konuşarak/yazarak Allah’a ve insanlara takdim ederse dinlenir ve okunur.
Mevlana Celaleddin Rumi’nin dediği gibi; “İnsan taklit yolunda ise dağ gibi görünse de saman yığınıdır.”
Başkasını taklit eden ya da ondan aşıran çalan onun gibi olamayacağı gibi kendi de kalamaz.
Kendisi olmayan kişi ciddiye alınmaz, okunmaz ve dinlenmez.
İnternetin gelişimi, yapay zekânın yoğun kullanımı insanları bilgiyi başkalarından kolayca aşırmaya, çalmaya sevk etti.
Oysa en iyi yapa zekânın o konu ile ilgili dünyanın en iyi insanlarından derlediği bilgi reçeldir.
İnsanın derleyip kendi kovanında yoğurduğu/hazmettiği özgün bilgi ise baldır.
Dünyanın en iyi reçeli balın yanına yaklaşamaz.
Asıl azmaz bal bozulmaz.
Yazarlar ve konuşanlar şu ilkeyi de unutmasınlar.
Özgün yazdıklarında kişi dikkatli dinlemese veya okumasa da onların bilinçaltı o bilgiyi mutlaka alıyor ve kaydediyor.
Uykuda beynin kütüphanesinin ilgili raflarına işliyor.
O kişinin hayatının o bilgiyle alakalı bir sahnesinde kütüphane raflarından mutlaka ilgili bilgi geliyor.
O halde; bir derdi, davası ve ideali olan ve bu çerçevede konuşan ve yazan herkes şunu unutmasın:
Konuşan ve yazan okudukları/yaşadıkları/gördükleri/dinlediklerinden derlediği bilgilerle kendine ait bir cümle kurar ve bunu söze ve yazıya döker; bu işi de gönülden yaparsa muhatapları tarafından mutlaka dinleniyor ve okunuyor.
To Whom Are We Speaking/Writing?
A person who has a cause, a concern, an ideal and a goal speaks and writes.
So, is every person who speaks and writes listened to?
The clearest answer to this question is this:
If a person who speaks and writes does not imitate someone else, does not steal or plagiarize from someone else, and speaks and writes from himself; he is definitely listened to/read.
When a person is viewed with Allah's secret of unity in his creation; he resembles other people in general terms.
When the same person is viewed with Allah's secret of unity in his creation; he has unique aspects that do not resemble other people in terms of his special abilities.
A person is also subject to the secrets of unity (similarity) and unity (difference/originality) in terms of his ideas and thoughts and his tongue and pen that interpret them.
If a person who is like a “honey bee” withdraws the nectar/extract/essence he receives from every flower (book/person/object/landscape…) to his own hive and makes his own unique honey (at least 51%) and presents it to God and people by speaking/writing, he will be listened to and read. As Mevlana Celaleddin Rumi said; “If a person is on the path of imitation, he is a stack of straw even if he looks like a mountain.”
Those who imitate or steal from someone else cannot be like them and cannot remain themselves.
A person who is not themselves is not taken seriously, is not read or listened to.
The development of the internet and the intensive use of artificial intelligence have led people to easily steal and steal information from others.
However, the information that the best artificial intelligence compiles from the best people in the world on that subject is jam.
The original information that a person compiles and kneads/digests in his own hive is honey.
The best jam in the world cannot come close to honey.
The real honey does not spoil.
Writers and speakers should not forget this principle.
Even if the person does not listen or read carefully when they write originals, their subconscious definitely receives and records that information.
It is processed on the relevant shelves of the brain's library while they are asleep.
At a stage in that person's life related to that information, the relevant information definitely comes from the library shelves.
Therefore; Everyone who has a concern, a cause and an ideal and speaks and writes within this framework should not forget this: The speaker and writer creates a sentence of his own with the information he has gathered from what he has read/experienced/seen/listened to and puts it into words and writing; if he does this work wholeheartedly, he is definitely listened to and read by his interlocutors.
Henüz Yorum yok